Stefan Engel, Gabi Fechtner, Monika Gärtner-Engel

Stefan Engel, Gabi Fechtner, Monika Gärtner-Engel

UKRAYNA SAVAŞI VE EMPERYALİST DÜNYA DÜZENİNİN AÇIK KRİZİ

Von RW-Redaktion

PDF

İçindekiler


UKRAYNA SAVAŞI VE EMPERYALİST DÜNYA DÜZENİNİN AÇIK KRİZİ





1.Ukrayna savaşı ve üçüncü dünya savaşının akut tehlikesi

NATO ve Rusya arasında yıllardır süren çekişme 24 Şu­bat 2022 tarihinde Rus askerinin Ukrayna’nın ege­men­lik sa­hasına yaptığı geniş çaplı saldırısıyla Av­ru­pa’­nın or­ta­sın­da açık bir savaşa tırmandı.

Aynı gün “Ye­şil­ler” par­tisi üye­si Almanya Dışişleri Ba­ka­nı Annalena Baer­bock de­ma­gojik bir şe­kilde Rusya Cum­hurbaşkanı Vla­di­mir Pu­tin’in “hezeyana san­­la­rı”­nın savaşa sebep ol­du­ğunu be­yan etti ve bunların “dün­ya topluluğu” ta­ra­fın­dan ka­bul edilemeyeceğini söyle­di.1 Almanya Baş­ba­ka­nı Olaf Scholz ise 27 Şubat 2022 ta­rihli açık­la­ma­sın­da savaşın “tek bir sebeple: Uk­ray­na­lı­la­rın özgür­lüğünün (Pu­tin’in) ken­di baskıcı rejimini teh­li­ke­ye düşürdüğünden do­layı”2 baş­latıldığını söyledi. Putin ise bu savaştaki he­de­finin “Uk­rayna’yı askersizleştirmek ve nazilerden arın­dır­mak”3 ol­du­ğu bahanesiyle sal­dı­rı­sı­nı demagojik bir şe­kilde meş­ru­laştırmaya çalıştı.

Ancak bu açıklamaların ve savaşı meş­rulaştırma ça­ba­la­rının hiçbiri olayın aslını yansıtmıyor: Yeni-em­per­ya­list Rusya ile kapitalist Ukrayna arasında sür­dürülen sa­vaş her iki tarafın da haksız olduğu bir savaştır. NA­TO ve onun başındaki ABD tarafından savaşa kış­kır­tı­lan ve ar­tan hızla silahlandırılan Ukrayna bu emperyalist as­keri it­tifakı temsilen hareket ediyor. Güç elde etmeye yö­nelik amaç­larını gerçekleştirmek isteyen Ukrayna, AB ve NATO üye­liğini hedefliyor. Bu savaşın gerçek top­lum­sal ne­de­ni, “emperyalist devletlerin ekonomik ve si­ya­si alan­da eşitsiz ge­liş­me­sinin, varolan etki alanlarının ye­ni­den pay­la­şı­­ zor­lamasında”4 yatmaktadır. Savaş­lar, as­ke­ri bi­li­min kla­siklerinden Carl von Clausewitz’e göre “po­li­tikanın baş­ka araçlarla devamından başka bir şey de­ğil­dir’5. Bu ne­den­le Ukrayna Savaşından öncesine ilişkin ola­rak tüm sa­va­şan güçlerin ve bütün dünya­nın eko­no­mik ya­şamının te­mel­lerine dayanan verileri bir arada ele al­mak”6 ka­çı­nıl­maz­dır.

Dünyanın yeniden paylaşımı mücadelesi

Karşılıklı Ekonomik Yardımlaşma Konseyi’nin (COMECON) ve Sovyetler Birliği’nin sosyal-emperyalist bir süper-güç ola­rak 1990/1991 yıllarında dağılması tek bir dünya pa­za­rı­nın oluşmasına sebep oldu. Bu durum ise ulus­larara­sı ka­pitalist üretimin yeniden ör­güt­len­mesine yol aç­tı. Dün­ya­nın ekonomik ve siyasi alan­da yeniden dü­zen­len­me­si sü­re­ci o ana kadarki bütün em­peryalist dünya dü­ze­nini kök­ten de­ğiştirdi.7 Tüm em­per­yalist ülkeler ve dün­ya­nın ön­de ge­len uluslararası te­kel­leri yeni oluşan dünya pa­za­rın­da üs­tün­lük sağla­mak için amansız bir re­ka­be­te gir­diler.

Bu arada Çin’de ve bir ta­kım yoğun nüfuslu, önceleri ye­ni-sömürgeciliğe bağımlı ülkede ulusal te­keller ve te­kel­ci dev­let kapitalizmine özgü yapılar oluş­muş­tu. So­nuç ola­rak bir dizi yeni-emperyalist ülke or­ta­ya çıktı. Da­ha 2017 yı­lın­da en az 14 yeni-emperyalist ül­ke var­dı; bu ül­ke­ler­de dün­ya nüfusunun yarısından faz­lası ya­şı­yor­du.8 Bu ül­ke­ler, gittikçe büyüyen bo­yut­lar­da ABD, Ja­pon­ya ve AB ül­ke­lerinin sa­tış piyasaları ve et­ki alan­la­rı­nı ken­di el­le­ri­ne ge­çirmeye kalkışıyordu. Söz ko­nusu ül­ke­ler­den bir​ka­çı böl­gesel alanda emperyalist bir he­ge­mon­ya kurmayı ba­şar­dı, özel­likle Hindistan, Tür­kiye, Rus­ya, Gü­ney Af­ri­ka, Suu­di-Arabistan ve Bre­zil­ya. Bu dev­letler ken­di em­per­ya­list egemenlik viz­yon­la­rı­nı iz­le­mek­te, hız­lı bir şe­kil­de bü­yüyen askeri güç ay­gıt­la­rı oluş­tur­mak­ta ve dün­ya ça­pın­da kamuoyunu ma­ni­pü­le ede­bi­le­cek ideolojik-po­litik güç mer­kezlerini ge­liş­tir­mek­tedir. Bu durum tüm em­per­ya­list hükümetlerde teh­li­keli bir sağ­cılaşmaya yol açtı. Gelişmenin ilk do­ruk nok­ta­sı 2016-2020 yıl­la­rı ara­sın­da fa­şist Donald Trump’ın baş­kanlığıydı.

Üretimin ve ticaretin uluslararasılaşmasını sınıf mü­ca­de­lesinin ve sosyal hareketlerin ulus­la­ra­ra­­laş­ma­ ta­kip etti. Büyüyen ve şu an yaklaşık 746 mil­yon sa­na­yi işçisi kapsayan9 bir uluslararası sanayi proletaryası ge­lişti. Bu uluslararası sanayi proletaryası bundan sonra tüm dünya­da önemli grevlere ve sınıf çatışmalarına ön­der­lik etti. Aynı zamanda mücadeleci kadın, gençlik ve çev­re hareketi birçok ülkede yeniden bir yükseliş yaşadı; de­mokratik hak ve öz­gürlükler için verilen mücadele ge­lişti.

Emperyalistler arasındaki rekabet 2020’den sonra özel­lik­le 2018 yılında başlayan dünya ekonomik ve mali kri­zinin yıkıcı korona pandemisiyle etkileşmesiyle iyi­ce şid­detlendi. Bu süreçte önceden tek süper-güç olan ABD eko­no­mik ve politik açıdan önemli bir ölçüde ge­ri­le­miş­ti. Çin ise aynı dönemde ekonomik bir süper-gü­ce dö­nüş­tü; ABD’­nin başta gelen rolünü ele geçirmek üze­rey­di. Çin bü­yük gayretle bu ro­lü askeri ve siyasi alanda da almaya ça­ba­lı­yor. Bu doğrultuda 2013 yılından be­ri de­va­sa “Yeni İpek Yo­lu” projesini gerçek­leştiriyor. ABD ile Çin ara­sın­da­ki rekabet bu sırada em­per­ya­listler ara­sı çe­liş­ki­ler­de ge­nel­likle ağır basıyor. Aynı za­manda bu çe­liş­kiler çok ku­tup­lu bir şekilde10 gelişiyor. Av­rupa Bir­li­ği’­nin oluş­tur­du­ğu emperyalist blok da git­gide ABD ile, ama ay­nı za­man­da Çin ile rekabete gi­ri­yor. Avrupa kı­ta­sın­da AB ve Rusya si­yasi egemenliği elde et­mek için ya­rı­şı­yor­lar.

Rusya yeni-emperyalist güç olarak özel profilini baş­lı­ca ola­ğanüstü büyük fosil yakıt zenginliklerine da­yan­dı­rı­yor. Öte yandan Rusya, dünyanın nükleer silaha sa­hip en bü­yük devletinden biri olarak sosyal-em­per­ya­list Sovyetler Bir­liği döneminden arta kalan askeri gü­­ muhafaza edi­yor. 2008’den beri bu gücünü daha da geliştiriyor. Bu­nun aksine Rusya halen ekonomik açı­dan zayıf. Rusya’nın sa­nayi üretimi 2020’de Almanya’nın sa­nayi üretiminin ya­rı­sından azdı. Rus emperyalistleri, bir büyük Rus süper-güç kurma hayallerinin ger­çek­leş­me­si için tek yolun eski Sov­yet Cumhuriyetlerinin po­tan­siyelini zapt etmek ol­du­ğu­nun farkındalar. Daha 1997 yılında eski ABD Güvenlik Da­nışmanı Brzezinski bu ko­nuda şu ifadelerde bu­lun­muş­tu: Rusya, kendi top­rak­la­rına Ukrayna’yı katmadan bir Av­ras­ya impa­ratorluğu ola­maz.”11

En geç o tarihten itibaren Ukrayna, emperyalistler ara­sın­da­ki güç kavgasının odak noktası haline geldi. Hem ABD ve AB hem de Rusya Avrupa’daki etki alan­la­rı­nı stra­te­jik dü­zey­de genişletme çabalarını Ukrayna’ya yo­ğun­laş­tı­rı­yor.

Rusya’nın emperyalist güç politikası

2014 yılında batı devletleri Rusya yanlısı Yanukoviç hü­kümetinin yıkılmasını teşvik ettiler, ve Ukrayna batı yan­lısı Ya­çen­yuk hükümeti altında AB’ye ortaklık sta­tü­sü­nü kabul etti. Bu süreç 2016’da AB-Ukrayna serbest ti­ca­ret bölge­sinin ilan edilmesine geçiyordu.12 ABD ve AB em­per­ya­list­le­ri, başta ma­den­cilik ve tarım sek­tör­le­rin­de ol­mak üzere yüzlerce ka­mu şirketinin özelleştirilmesiyle Uk­rayna’yı gittikçe daha çok kendi etki alan­larına kat­ma­yı başarıyorlardı. Aynı za­manda Rusya, Don­bas böl­ge­sin­de Rus azınlığının ezilmesinden ya­rar­la­na­rak bir sa­vaş başlattı. Savaşın hedefi ise Ukrayna’nın bü­yük ham mad­de re­zervlerine sahip olan doğu­sundaki Don­bas böl­ge­sinin bir kısmını ilhak etmekti.

Rus emperyalizmi sosyalist Sovyetler Birliğine te­mel­den zıt olarak sistematik bir şekilde başka ül­ke­le­rin iç iş­lerine karışıyor: 2008 yılında Rus askeri, hü­kü­me­ti batıya yönelen Gürcistan’a girdi. O tarihten be­ri Rus­ya, Gürcistan’ın bir bölümünü işgal altında tutmaya de­vam edi­yor. 2014’te ise Rusya, bir askeri harekatla ­rım’ı ilhak etti; şimdi oradan tüm Ka­ra­de­niz’i kont­rol ede­biliyor. 2015 yılında Rusya, Suriye’nin o dönemde iyi​ce köşeye sıkışan Esad rejiminin imdadına ye­tiş​ti ve in­sanları hiçe sayan hava saldırılarıyla hem Esad re­ji­mi­ni kurtardı hem de Yakın ve Orta Doğu’da ken­di stra­tejik et­kisini arttırdı. Rusya, Afri­ka’nın 54 ül­ke­sin­den 40’ı ile söz­de güvenlik anlaşmalarına sahip ve­ya baş­ka bir şe­kil­de onlarla işbirliği yürütmekte.13

Rusya’nın başarıları ABD emperyalizminin ve diğer NA­TO güçlerinin stratejik alanda zayıflanmasına ne­den ol­du. Bu gelişmenin sebeplerinden biri de 2003 yı­lın­da ABD ta­rafından çıkarılan ve hedefine hiçbir zaman ula­şamayan Irak savaşı ile NATO’nun 2001’den 2021’e ka­dar süren ve hüs­rana uğrayan Afganistan seferiydi. 2015 yılında Rusya ken­di liderliği altında, Beyaz Rusya, Ka­zakistan, Kır­gı­zis­tan ve Ermenistan’la birlikte Av­ras­ya Ekonomik Bir­li­ği’­ni kur­du. Ukrayna’nın bu kuruluşa üye olmayı reddetmesi Rus emper­yalizminin büyük güç ol­ma emellerine ağır dar­be anla­mına geliyordu.

Çin ve ABD emperyalistleri arasındaki rekabet

Ukrayna Savaşı ile aynı zamanda ABD ve Çin arasında Hint-Pasifik bölgesi üzerinde hakimiyet kazanmak için cid­di bir mücadele başladı. Amerikan Foreign Policy der­gi­si 18 Şu­bat 2022 tarihinde, yani Rusya’nın emperyalist sal­dı­rı­sı baş­lamadan kısa bir süre önce Washington’un hem Rus­ya’­ya hem de Çin’e karşı savaş hazırlıklarında bu­lun­ma­sı ge­rek­tiği”14 görüşündeydi.

ABD başkanı Joe Biden, Mart 2022’de yaptığı bir ko­nuş­ma­da, Ukrayna’daki savaşın demokrasi ile otokrasi, öz­gür­lük ile zulüm, kurallar üzerine kurulu bir dü­zen ile şid­det üze­rine kurulu bir düzenin … arasında mey­da­na ge­len ­yük bir mücadelenin15 bir parçası ol­du­ğu id­dia­sın­da bu­lun­du.

Oysa Biden’ın çok övdüğü “kurallar üzerine kurulu­zen”, mutlak egemenliğe sahip uluslararası mali-serma­ye­nin ABD liderliği altında batı müttefikleriyle bir­lik­te sür­dür­düğü diktatörlükten başka bir şey değildir.

Çin Dışişleri Bakan Yardımcısı Le Yuçeng, Mart 2022’de Uk­rayna Savaşına değinirken şu uyarıda bulundu:

ABD’nin Hint-Pasifik stratejisi NATO’nun Avrupa’daki do­ğuya doğru genişleme stratejisi kadar tehlikeli. Bu stra­teji kont­rol altına alınmazsa akıl almaz sonuçlara yol aça­cak, Asya-Pasifik bölgesini uçuruma sü­rük­le­ye­cek­tir.”16

Bu arada Çin, süper-güç olma emellerini sağlama al­mak için bu ara­da dünyanın sayısal açıdan en bü­yük or­du­sunu kur­muş­tur. Nükleer silahlara sahip Çin ve Rus­ya’­nın ön­der­li­ğindeki askeri ittifak “Şanghay İşbirliği Ör­gütü” ön­ce­likle NATO’nun etkisine yö­ne­lik­tir.

Rusya’nın NATO tarafından tehdit edilmesi

ABD ve NATO 1990 yılından beri ‒ ilk yıllarda tam ter­sini vadettikleri ne kadar kesin olsa da ‒ doğuya doğ­ru ge­niş­le­melerini sürekli ilerletmişti. Böylece NA­TO birlikleri birçok nok­ta­da Rusya’nın sınırına kadar iler­ledi ve kı­sa menzilli füzeler doğrudan Rus top­rak­la­rı­nı teh­dit ediyor. ABD, Baltık ülkeleri, Polonya, Çek Cum­hu­ri­ye­ti, Slovakya, Ma­caristan, Romanya ve Bulgaristan, Slo­ven­ya, Arnavutluk ve Hırvatistan, Karadağ ve Kuzey Ma­ke­donya gibi ülkelerin NATO’ya üye olmasının ar­dın­dan Ukrayna’yı da NATO’ya katmaya çalıştı. Bu girişim ilk aşa­mada AB’nin ve özellikle Almanya ve Fransa’nın di­renmesinden dolayı gerçekleşe­medi. Bu ül­ke­ler Rus­ya ile olan ekonomik ve siyasi ilişkilerini teh­li­ke­ye sok­mak is­te­miyordu.

NATO Genel Sekreteri Jens Stoltenberg Davos’taki 2022 Dün­ya Ekonomik Forumunda NATO’nun Ukrayna’yı ele ge­çir­me savaşında aldığı tedbirlerle şöyle övü­nü­yor­du:

Bugün… direkt olarak NATO komutası altında 40 000­den fazla askerimiz var. Bu birlikler hatırı sayılır çap­ta ha­va ve de­niz kuvvet­leri ta­ra­fın­dan destekleniyor. Bal­tık De­ni­zi bölgesinden Karadeniz’e ka­dar muharebe grup­ları ko­nuş­landırdık; yüz bin­ler­ce asker en yüksek alarm se­vi­ye­sin­de­ler. …Tatbikatlarımızı arttırdık… ve ilk de­fa ABD’nin am­fi­bik birliklerinden biri de NATO komutası al­­na girdi.”17

Ukrayna toplumunun gericiliği

Ukrayna günümüzde yeni-emperyalist bir ülke ha­lin­de geliş­mek için gereken önemli özelliklere sa­hip­tir. Av­rupa’nın ikin­ci en büyük ülkesi olarak kap­samlı yer altı kay­naklarına, büyük arazilerde verimli ka­ra top­rak­lara, iyi ye­tişmiş bir işçi sınıfına ve bir kıs­mı dev­le­tin, bir kısmı ise oli­garkla­rın18 elinde olan tekellere sa­hip­tir. Ukrayna, Rus em­per­yalizminin en direkt kom­şu­su ol­arak ciddi bir ra­ki­bine dönüştü.

Özel­likle ABD Rusya’nın Kırım’ı ilhakından sonra Uk­ray­na’­yı aşırı boyutlarda silahlandırdı ve askeri eğitim ver­di. Uk­rayna birlikleri NATO tatbikatlarına katıldı. Uk­ray­na’nın si­lahlanma harcamaları 2012-2021 yılları ara­sın­da yüzde 142 arttı.19 2019 yılı başında Ukrayna par­lamen­to­su NA­TO’­ya ve AB’ye üye olma hedefini ana­ya­saya ekledi. Ağus­tos 2021’­de ise Ukrayna Cum­hur­baş­ka­nı Volodimir Ze­lenski, şo­venist taşkınlıkla Kırım’ı “iş­galden kur­tar­manın geri sa­­mının başladığını söy­le­di.20

Nisan 2022’de AB Komisyonu Başkanı CDUlu Ursula von der Leyen dünya basını önünde Ukrayna Cum­hur­baş­kanı Zelenski’yi özgürlük ve demokrasi mü­ca­delesi kah­ramanı diye göklere çıkardı:

Avrupa hayalini gördüğünüzde biz sizin ya­nın­da­yız… Bu­gün size Ukrayna Avrupa ailesinin bir men­su­bu­dur’ me­sajını veriyorum.”21

Şirin Avrupa ailesi yüzeyinin altında kıran kırana çe­kiş­me ve kavga olurken, üyeliği çok istenilen Uk­ray­na’­nın durumu gerçekte Rusya’daki oligarşinin ya­rat­tığı ger­çeklerden hiç de farklı değildir. Daha 2020 yılında Würz­burg Üniversitesi’nin burjuva “Demokrasiler Sı­ra­la­ma­sı”, Ukrayna’yı “eksik demokrasilerin ardından bile sı­ra­la­yıp “demokrasi ile “otokrasi arasındaki “melez re­jim” ola­rak sınıflandırmıştı.22

Örneğin Ukrayna’nın en zengin adamı Rinat Ah­me­tov 7,6 milyar ABD Dolarlık özel servete sa­hip. Da­ha önce uzun yıllar Putin yanlısı olan Ah­me­tov bu­gün, kendi şir­ket imparatorluğunu kurtarmak istediği için NATO ve AB’­yi destekliyor. Bu imparatorluk “çelik ve bo­ru fab­ri­ka­la­rı, kömür madenleri, ter­mik santraller, te­le­ko­mü­ni­kas­yon fir­ma­la­rı, bir gemicilik şirketi, banka­lar, si­gor­ta­lar, te­levizyon kanalları, gazeteler, ma­ğa­za­lar, lo­jis­tik mer­kez­leri, tarım işletme­le­ri ve Ah­me­tov’un ­nül ver­diği fut­bol kulü Şahtar’ı23 kapsamaktadır. Ülkenin di­ğer “Bü­yükler”i arasında armatör Andri Ştav­ni­çer ya da ta­rım sa­nayicisi Vadim Nesterenko” da var.24 Ba­tı med­ya­sı­nın ha­ber­lerinde bu oligarklar Ze­lens­ki’nin “mü­kem­mel­li­ği” ar­ka­sın­da adeta görünmez hal­de­dir. 23 Şu­bat 2022 ta­ri­hin­de, ya­ni Rusya’nın askeri sal­dı­rı­sın­dan tam bir gün ön­ce, Uk­ray­na’nın en zengin 50 te­kel­ci­si ve Ze­lens­ki “ulu­sal bir­li­ği güçlendirmek ve ülkenin iş­ga­lini ön­le­mek uğ­ru­na el­den ge­leni yapmaya” yemin ettiler.25

Ukrayna halkı NATO ve AB’ye entegre olup “kur­ta­rıl­sa”, pers­pektifleri pek de parlak olmamalıymış. Bu kur­tu­lu­şun “key­fini” daha önce yaşamış olan başka ülkelerdeki ger­çek­lik­ler bunu gösteri­yor: Sırbistan’ın 1999’daki NATO sa­va­şın­da bom­balarla yerle bir edilen şehirleri, Bal­kan ül­ke­le­ri­nin bü­yük bir çoğunluğu­nun AB em­per­ya­liz­mi tarafından ye­ni-sömürgeci yöntemlerle bağımlı kı­lı­nıp entegre edil­me­si, Af­ga­nis­tan’­da iktidarın Taliban’a tes­lim edilmesi, AB ta­rafından kollanan Kosova’ya26 ha­kim olan yok­sulluk, kaos ve rüşvetçilik, Po­lon­ya ve Ma­ca­ristan’da tekellere, oli­gark­la­ra ve onların çıkarlarını sa­vunan sağ hü­kümetlere des­tek, Yu­nanis­tan’da AB ta­ra­fın­dan dikte edilen kriz prog­ram­ları so­nucunda hüküm sü­ren yoksulluk ve kamu mül­kü­nün bü­yük ölçüde özel­leş­ti­ril­mesi. Ukrayna’yı NATO’ya ve AB’ye da­hil et­me plan­ları batı emperyalistlerinin insan sev­gisi ifa­de­si değildir. Tam tersine planlarının asıl öne­mi ve de­ğeri Rus emperyalizmini ciddi bir biçimde za­yıf­la­ta­cak ve ken­di ittifaklarına daha fazla ağırlık ka­zan­dı­racak ol­ma­sından geliyor.

2.

2. Emperyalist ülkelerin üçüncü dünya savaşını hazırlayan dış politikası

Emperyalist ülkelerin dış politikası

Uluslararası kapitalist üretimin yeniden ör­güt­len­me­si­nin te­mel yöntemi, ekonomi alanında birbiriyle iç içe geç­me­ye da­ya­lı işbirliği ve koordinasyon po­li­ti­ka­sıy­la re­kabet et­mekti. Uluslararası tekeller ve em­peryalist dev­let­ler bu yoldan ekonomik üstünlük veya si­ya­si ege­men­lik kazanmaya çalışıyordu. Bunu ideo­lo­jik açı­dan “ti­caretle değişim” gibi boş söz­ler­le ol­du­ğun­dan iyi gös­te­riyorlardı. 1994 yılında NATO ve ara­la­rın­da Rus­ya ve bir takım NATO üyesi olmayan baş­ka dev­letler de ol­mak üze­re toplam 23 Avrupa ve As­ya ül­ke­si “Barış İçin Or­tak­lık” projesinin kurulması­nı ilan et­ti. NA­TO, 10 Ocak 1994 tarihli Brük­sel zirve top­lantısında par­lak bir ge­le­cek vadet­ti:

Bu ortaklık, ortakların, Avrupa-Atlantik bölgesindeki is­tikrarın ve gü­venliğin sadece işbirliği içinde ve bir­lik­te ha­reket edi­le­rek sağlanabileceği kanaatinde olduklarının ifa­desidir.”27

2009 yılında “Bundeszentrale für politische Bildung” [Al­man­ya Federal Sivil Eğitim Merkezi], NATO’nun bu pro­je ve 1997 yılında kurulan “NATO-Rusya Kalıcı Or­tak Kon­se­yi” ile sadece Rus­ya’­yı yatıştırmak niyetinde ol­du­ğu­nu ve hiçbir zaman ger­çek tavizlere ha­zır olmadığını şu açık açık söz­lerle itiraf etmişti:

NATO’nun genişleme stratejisinden vazgeçmesi söz ko­nu­su olamazdı. Onun için bu stratejilerine Brük­sel’­de­ki NA­TO Genel Ka­rar­ga­hın­da Rusya’yla danışmakla il­gi­li ye­ni bir işbir­liği şeklini eklediler.”28

Almanca aslı 2003’te, Türkçe baskısı da 2011 yılında ya­yın­lanan Küreselleşme” Tanrıların Gün­ba­­ ki­ta­bın­da bu du­rum şöyle açıklanıyor:

Gerçek gelişme ise, emperyalizmin başlıca yöntemi olan eko­nomik sızmanın savaşları gereksiz kılacağı ve ba­rışçıl bir emperyalizmin olabileceğini sanan her dü­şün­ce­nin tam ter­sini ispatlamaktadır.”29

Rusya’nın Ukrayna’ya saldırısından önceki diplomatik gi­ri­şimler de, ne NATO ne de Rusya tarafından ciddi ola­rak uz­laşmacı çözüm bulmak amacıyla sürdürüldü. Açık­tır ki güç dengelerindeki kayma, emperyalistler ara­sın­da­ki çıkar kar­şıtlıklarının sadece savaş yoluyla çö­zü­le­bi­leceği nok­ta­sı­na gel­miş­tir. Bu gelişme, emperyalist ba­rış po­li­ti­ka­sı­nın em­per­yalist savaş politikası dö­nüş­tüğü niteliksel sıç­ra­ma meydana geldiğini gösteriyor. Bi­rinci Dünya Sa­va­şı sı­rasında Le­nin yasallıkla çıkan şu bağ­lantıya dikkati çek­ti:

Kapitalizmin koşullarında tek tek girişimlerin, ya da tek tek devletlerin eşit ekonomik büyümesi olanak dışıdır. Ka­pi­ta­lizm koşullarında dönemsel olarak bozulan den­ge­nin ye­ni­den kurulmasında, sanayide bunalımdan ve si­ya­set­te de sa­vaştan başka bir araç yoktur.”30

Ukrayna Savaşının tırmanması, hemen hemen tüm em­per­yalist ülkelerin açık­ça saldırgan, üçüncü dünya sa­va­şı­nı ha­zırlayan bir dış ve askeri politikaya dönü­şünü be­ra­berinde getirdi.

Savaş başladıktan sonra tüm NATO ülkeleri aşırı de­re­ce­de silahlandı, askeri harcamalarını yükseltti ve Doğu Av­ru­pa’­daki birliklerine takviye güçleri gönderdiler. Kısa za­man­da, ya­ni 10 Mayıs 2022 tarihine kadar özellikle NA­TO ül­keleri Uk­rayna’ya silah sevkiyatı ve askeri yar­dım için en az 34 milyar Euro harcamalar kabul ettiler. Bu­nun dışın­da ABD, İn­gil­tere, AB, BM ve Dünya Bankası, Uk­rayna’nın sür­dür­dü­ğü sa­vaş için en az 33 milyar Eu­ro­luk mad­di ve “insani” des­tek öde­meleri yaptılar.31 Ka­mu​oyu­nun ma­ni­pü­las­yo­nu psi­ko­lojik savaş niteliğine ulaş­tı ve kimi zaman açık sa­vaş kışkırtı­cılığına dö­nüş­tü.

NATO, “kuzeye genişlemesiyle”, yani Fin­lan­di­ya ve İs­veç’in onyıllardır sürdürdüğü askeri ta­rafsızlık ve blok dışı kalma politikasını terk ederek NA­TO’ya üye­lik başvuruları ile Rusya’yı bir kez daha provoke etti. Böy­le­lik­le NA­TO ve Rusya’nın direkt karşı karşıya gel­diği sı­nır­lara 1.300 kilo­metre daha eklendi. Ay­rı­ca NATO’ya üye ol­ma­yan diğer emperyalist ülkeler de dış po­li­ti­ka­larını ken­di çı­karla­rına göre yeni duruma uydurdular. 40’ın üze­rin­de ülke32 ABD’nin Al­man­ya’­daki Ramstein üs­sün­de NA­TO’­nun askeri stra­te­ji­si­ni desteklemek ama­cıy­la 26 Ni­san 2022 tari­hinde bir ara­ya geldi. Bu şekilde çe­kir­de­ği NA­TO’dan oluşan ve ABD emperyalizminin li­der­li­ğin­de ye­ni bir Rusya karşıtı askeri ittifak yaratıldı; bu tür bu­luşmaların ayda bir gerçekleştirilmesi ka­rar­laş­tı­rıl­dı.

Yeni-emperyalist Hindistan Rusya’ya karşı yürürlüğe ko­nulan yaptırımları reddediyor ve bazen Rusya bazen NA­TO ül­ke­leri ile işbirliği yapma manevraları yapıyor. Ja­ponya eski baş­ba­kanı Şinzo Abe “nükleer katılımı” ka­mu​oyunda tartış­ma konusu haline getirerek ülkenın si­ya­setinde ge­çer­li olan bir tabu kırmaya çalıştı. NATO üye­si yeni-em­peryalist Türkiye ise hem Rusya’ya hem de Uk­ray­na’­ya yakın ilişkilere sahip ve sa­va­şan iki ül­ke ara­sında aracı olarak itibarını arttırmaya ça­lışıyor.

Alman emperyalizminin “Tarihi Dönüm Noktası”

Alman hükü­meti, 26/27 Şubat 2022 kabul ettiği ka­rar­lar­la açıkça sal­dırgan bir emperyalist dış po­li­ti­ka­­na­­şü gerçekleştirdi. SPD (Almanya Sos­yal­demokrat Par­ti­si), FDP (Liberal Demokrat Parti) ve Ye­şil­ler arasında daha bir​kaç ay önce yeni Federal hükümeti oluş­turulurken im­za­la­nan, tumturakla bir “si­lah­sız­lanma atı­lımı ve “silah ih­ra­ca­nı kı­sıt­la­ma politikası33 ger­çek­leş­ti­rileceğine ant içildiği ko­a­lisyon söz­leşmesi ça­bu­cak ha­fızadan silinmiş oldu. Al­man Baş­bakanı Scholz’un Ta­ri­hi Dönüm Noktası adı­nı ver­di­ği ro­ta de­ği­şik­li­ği­nin ger­çek­leşmesinde hükümet ko­a­lis­yo­nun­da, hü­kümet par­tileri için­de ve Federal Par­la­men­to­nun de­ğişik par­ti­le­ri ara­sında şid­detli çelişkiler ge­lişti. Ay­nı za­man­da ege­men te­keller ve halk kitlelerinin ara­sın­da da hü­kü­me­te karşı çe­liş­kiler art­tı. Bu durum ve Al­man­ya’­nın ay­nı za­manda fosil ya­kıt­la­ra, ayrıca küresel ser­ma­ye ve mal ih­ra­cı­na da son derece ba­ğımlı ol­ması ilk başta Uk­ray­na’­ya silah sev­kı­yat­larının ve Rus­ya’­ya uygulanacak olan yap­tı­rım­la­rın ge­cik­mesine se­bep ol­du.

Rus emperyalizminin “özel askeri operasyon”uyla he­def­le­diği hızlı bir “baş kesme hamlesi” yapma ve Kiev’de Rus­ya yan­lı­sı bir hü­kümeti görevlendirme planı başarıya ula­şa­ma­yın­ca as­keri birliklerini doğu ve güney Uk­ray­na’­yı kı­sa zamanda il­hak etmek amacıyla oralara yığdı. Bu ge­lişme sa­vaşın ikin­ci bir saf­hasını açtı.

Ukrayna’nın bu bölgelerinde çelik üretimi, kömür ya­tak­la­rı, hidrolik kırma için uygun ama henüz işletilmemiş gaz sa­haları, nükleer santraller, tekelci büyük tarım sa­na­yi­si ve iyi yetişmiş işgücü özel bir derecede yo­ğun­laş­mış du­rum­da. Rusya Mariupol ve Odessa gibi stra­te­jik açı­dan son de­rece önemli olan liman şehirlerini ele ge­çir­me­siy­le daha ön­ce ilhak ettiği Kırım ya­rım​ada­sı­na ka­ra yolu üze­rin­den bir bağlantı sağlamaya çalışıyor. Ve Ka­ra­de­niz’e ve Azak Denizi’ne girişi kapatmasıyla Uk­ray­na’­nın ih­racat sek­törünü uzun vadeyle ve derin bir bi­çim­de za­yıf­lat­ma­ya çalışıyor.

NATO Ukrayna Savaşındaki hedeflerini değiştiriyor

Ukrayna askerlerinin Kiev’in Rus işgalcileri tarafından ele geçirilmesine karşı başarılı direnişi Ukrayna’ya veri­len destek çerçevesinde NATO’nun stratejik hedefinin ABD emperyalizminin bas­kı­sıy­la de­ğiş­mesine se­bep ol­du: başlangıçta ileri sürülen, “savaşın derhal son­lan­dı­rıl­ma­sı” ta­le­bin­den “Rus işgalcile­rini yenmek he­de­fi­ne ge­çildi. Volodimir Zelenski ile dü­zen­le­nen ve ABD Dış​iş­le­ri Bakanı Antony Blinken’le beraber ale­lacele or­ga­ni­ze edi­len bir buluşmada ABD Savunma Ba­kanı Lloyd Aus­tin 24 Nisan 2022 tarihinde şu açık­la­ma­da bu­lun­muş­tu:

Doğru teçhizata ve doğru desteğe sahip olurlarsa sa­va­şı ka­za­nabilirler… Biz Rusya’nın Ukrayna istilasına ben­zer ope­rasyonları bir daha yapamayacak duruma ge­le­ne ka­dar zayıflatılmasını istiyoruz.34

Elbette dünya halkları haklı olarak Rus askerlerinin Uk­ray­na’ya saldırması gibi olayların bir daha ya­şan­ma­ma­sı­nı diliyor. Ancak şimdi, NATO’nun ın­saniyet süsü altında giz­lenen asıl hedefi gün yüzüne çıktı: yeni-em­per­yalist Rus­ya’yı ve bu­nun­la bir­lik­te ül­kenin Çin ile sürdürdüğü “Şang­hay İşbirliği Ör­gü­tü”­nü stratejik olarak za­yıf­lat­mak. Lakin bu hedefler sa­de­ce Uk­ray­na or­dusuna aşırı bo­yutlarda si­lah­lan­ma­sı ve NA­TO’­nun ağır silahlar gön­der­mesiyle, Ukrayna or­du­su­nun NA­TO ül­kelerinde eği­tim görmesi ve neticede NA­TO’­nun savaşa di­rekt ola­rak mü­dahale etmesiyle gerçekleştirile­bi­lir. Rus­ya’­nın Uk­ray­na’­ya saldırısı ABD em­per­ya­lizmine, ken­di stra­te­jisini da­ya­tıp, AB em­per­ya­list­le­ri­ni saldırgan bir sa­vaş po­litikasına sü­rükleyebilmek için ar­zuladığı or­ta­mı sağ­la­dı.

Alman tekelci sermayesinin belirleyici güçleri, baş­lan­gıç­ta­ izledikleri savaşı sınırlandırma ve bir an önce bi­tir­me stra­te­jisinden vaz​geçerek ABD ve NATO’nun sa­vaş po­li­ti­ka­sı­nı şiddetlendirmesine destek vermeye ka­rar ver­di­ler. 28 Ni­san 2022 tari­hinde Federal Par­la­men­toda “çok bü­yük bir ko­alisyonun” oylarıyla Uk­ray­na’­ya ağır silahların gön­de­ril­me­si kararlaştırıldı.35 Böylelikle Al­manya’nın Uk­ray­na Sa­va­şına katılımı yeni bir ni­te­li­ğe ulaştı.

Rusya, NATO’nun Ukrayna’ya ağır silah gön­der­me­si­ne ce­vap olarak, bu silahların artık Rus ordusunun he­def­le­rin­den biri olduğunu belirtti.36

Rusya, taktik nükleer silahlar kullanma tehdidinde bu­lun­du. Bu tür silahların kullanılması Rusya’nın 2000 yı­lın­da çıkardığı ulusal güvenlik konseptinde bilinçli ola­rak he­sa­ba katılmıştı. Bu güvenlik konseptinin aynı za­manda “Rus­ya’nın süper-güç konumunun sağ­lam­laş­­rıl­masını he­def­lediği belirlenmişti.37 NATO Genel Sek­re­te­ri Jens Stol­ten­berg, NATO-Rusya Kurucu Senedi’nin fes­hini hazırladı; o belgede NATO Doğu Avrupa’ya nük­le­er silah yer­leş­tir­me­me­yi taahhüt etmişti.

NATO ve Alman hükümetinin Mayıs 2022’ye kadar ıs­rar­la, sa­va­şan taraf olmak istemedikleri iddia etme­le­ri iki​yüz­lü bir yalandan başka bir şey değildir. Bu id­dia­nın ak­si­ne Fe­deral Parlamentonun Bilimsel Hizmetler Dai­re­si daha 16 Mart 2022 tarihinde yayınladığı bir ra­por­da kıv­rık bir hu­kukçu dilinde, silah sevkiyatlarına bağ­lı id­man­ların dev­letler hukukuna göre savaşa gir­me ola­rak de­ğer­len­di­ri­lebileceğini belirtti, çünkü “söz ko­nusu sa­va­şan tarafa bu tür silahların kullanı­mı için te­mel bil­gi aktarmak ve­ya eği­tim vermek de olduğundake­sin­likle sa­vaşan taraflar ara­sın­da yer almama ala­­nın terk edilmesi an­la­mına gelir.38

Alman ordusu Bundeswehr, 11 Mayıs 2022’de Al­man­ya’­nın Idar-Oberstein kasabasında 18 Ukraynalı mü­ret­te­ba­tı resmen motorlu obüs “Panzerhaubitze 2000” adlı bir saldırı silahının kullanımın­da eğitmeye başladı.39 NA­TO bu savaşın olası bir nük­leer dünya savaşına tırmanışı için şimdiden Rusya’yı sorumlu tutuyor. Ancak ge­niş­le­til­miş NATO ittifakının değiştirilmiş stratejisi bu sa­va­şın üçün­cü bir dünya savaşı halinde geniş­le­me­si­ni kas­ten ha­zır­lı­yor. Bu tür savaşa katılan güçler böyle bir ça­tış­manın iç di­namizmini kontrol edemeyecek ve tüm ola­sılıkları he­sa­ba kat­ma­la­rı gerekir ‒ nükleer, bi­yo­lojik ve kim­yasal si­lah­ların kullanıldığı korkunç ve yıkıcı top­ye­kun vuruş­ma­ya ka­dar.

3.Faşizm ile savaş arasındaki etkileşim

Emperyalist savaş ile faşizm siyam ikizleri gibidir. Wil­li Dick­hut bu konuda şunları yazmıştı:

Faşizm sadece en karanlık gericiliğin, kendi halkına kar­şı ülke içinde en vahşi zulmün uygulandığı egemenlik bi­çi­mi değil. Faşizm aynı zamanda dışarıya, başka halk­la­ra kar­şı öldürücü bir saldırı anlamına geliyor. Fa­şizm savaş de­mektir!40

Burjuva savaş hukuku askeri bir düşmana karşı savaş baş­ladıktan sonra öl​dür​me­ler, tahripler ve yıkmalar ya​sal​laş­tırır. Genellikle bu durum aynı zamanda iç po­li­ti­kada olağanüstü halin ilan edilmesini beraberinde ge­ti­rir.

Rusya Devlet Başkanı Putin, Rus mali-sermayesinin çı­kar­la­rına göre yıllardır kendi güç konumunu faşizan yön­tem­ler­le art­tır­mıştı. Hükümeti eleştiren muhalefeti et­ki­siz­leş­tir­di, basın özgürlüğünü gittikçe kısıtladı ve eleş­tirel med­ya­yı devlet denetimi altına aldı. Gerçek mark­sist-le­ni­nist­le­re zulmediliyor ve çalışmaları yoğun ve kaba bir biçimde en­gelleniyor.

Vladimir Putin, aralarında Yunan “Altın Şafak” partisi, Al­man AfD, Fransız “Rassemblement national” veya Ma­car Fi­desz partisi olmak üzere Avrupa’daki faşizan ve fa­şist kişi ve örgütlerle çok çeşitli ve sıkı bir işbirliği sür­dü­rüyor. Rus­ya’dan yola çıkan “trol fabrikaları” sosyal med­yada mil­yon­larca defa gerici komplo teorileri, mül­te­ci­lere karşı ırk­çı kışkırtma kam­panyaları ve şovenist pro­pa­ganda ya­yı­yor.

Rusya’nın savaşı başlatmasıyla birlikte ül­ke­de­ki gerici ge­lişme niteliksel bir sıçrama yaşadı. Rus ICOR41 ör­gü­tü “Mark­sist-Leninist Platform” (MLP) bu ko­nu­ya dair tam doğ­ru olarak şun­ları yazıyor:

Rusya’da faşist bir diktatörlük kuruldu.42

Putin, kendi partisi “Birleşik Rusya”nın Duma’da43 üçte iki ço­ğunluğuna sahip olması ve meclisteki tüm par­ti­le­rin eleş­tirisiz bir şe­kil­de emperyalist savaş politikasını des­tek­lemeleri sa­ye­sin­de sıkıyönetimi resmen ilan et­me­den ül­keyi mutlakiyetçi bir şekilde ­ne­te­bi­li­yor. So­nuç ola­rak neredeyse tüm eleştirel medyaların ça­lış­ma­ları im­kânsızlaştırıldı. In­ternet ve “sosyal ağlar” ar­tık sa­dece hü­kümet yan­lısı pro­paganda yapanlar ta­ra­fın­dan kul­la­nı­labiliyordu. San­sür dairesi Roskonınadzor Uk­ray­na’­ya sal­dı­rı­nın “savaş” olarak adlandırılmasını ya­sak­la­dı. 4 Mart 2022 tarihinden beri “Rus­ya Federasyonu Si­lah­lı Kuv­vetlerinin harekatlarının kötülenmesi” ve si­lah­lı kuv­vet­ler hakkında “yan­lış bilgilerin” yayılması en ağır şe­kil­de ce­za­lan­dı­rı­lı­yor. Bu “suçları” tekrarlayanlar 15 yı­la va­ran ha­pis cezalarına çarptırılabiliyor. Uk­ray­na Sa­va­şı­nın he­nüz ilk on gününde, aralarında bu cesur ey­lem­le­re ka­tı­lan birçok marksist-leninist de olmak üze­re en az 13 000 sa­vaş karşıtı tutuklandı ve ağır ce­za­la­ra çarp­­rıldı.

Ukrayna Savaşında antikomünizm

Putin, hile yoluyla Rus halkı içinde kendisine olum­lu tavır takınan bir kitle ta­ba­ elde etmek ama­cıy­la, de­ma­go­jik bir şekilde Rusya’nın sal­dı­rı savaşının teh­li­ke­liliğini hafifseyerek, antifaşist gerekçeli “özel as­ke­ri ope­ras­yo­nu” olduğunu ileri sü­rü­yor.

Neo-revizyonist “solid” ağına üye Rusya Komünist İş­çi Par­tisi RKRP bu gerekçenin yalancılığını şöyle açığa çı­ka­rı­yor:

Duruma sınıf tavrı açısından baktığımızda Rus iktidar sa­hipleri, tıpkı ABD ve AB’deki egemenler gibi Donbas, Rus­ya ve Ukrayna’daki halkın iyiliğini zerre kadar dü­şün­mez. Rus devletinin bu savaştaki ger­çek hedeflerinin ta­ma­men em­peryalist olduğundan hiç şüp­hemiz yok…”44

Buna karşılık Alman Komünist Partisi (DKP) re­viz­yo­nist­le­ri daha 2017 yılında, Rusya’yı “objektif olarak an­ti­em­per­ya­list yönde hareket ediyor diye övmüşlerdi.45 Sa­vaş baş­la­dık­tan sonra, Rusya “direkt olarak yak­la­şan bir sal­­­yı ön­lemek“46 istiyor ve meşru bir şekilde ha­reket ediyor di­ye ma­sal an­la­tıyorlardı.

Bizzat Putin’in, başlattığı saldırıyı meşrulaştırmak ama­cıy­la açık an­ti­ko­mü­niz­mi merkeze alması bile DKP’yi bu saç­ma düşünce­sinden vaz​geçiremiyor. Vladimir Pu­tin, Uk­ray­na’ya em­per­ya­list saldırısını baş­lat­tıktan üç gün önce yap­tığı ilkesel bir açık­lamada, Bolşeviklerin ve özellikle Le­nin47 ve Sta­lin’in48 sosyalist milliyetler po­litikasını çok sert bir biçimde eleştiriyordu. Pu­tin’in söz­lerine gö­re “bu­gün­kü Ukrayna… tamamen ve is­tis­na­sız olarak … bolşevik ko­münist Rusya tarafından (ya­ra­tıl­mıştır). … Le­nin ve ar­ka­daş­ları son derece riayetsız bir şe­kilde Rusya’nın aley­hi­ne” ha­reket et­miş. Putin bunun so­rumluluğunu “Sov­yet dev­le­ti­nin temelini oluşturan kon­fe­dere devlet dü­ze­ni fik­ri ve kon­fe­derasyondan ayrılmak bi­le dahil olmak üzere ulusların ken­di kaderini tayin hak­kı sloganında görü­yor­du.49

Lenin ve Stalin’in önderliği altında gerçekleştirilen sos­ya­list milliyetler politikası ve Rusya’nın emperyalist sal­dı­rısı gerçekten de su ve ateş gibi çelişiyor. SSCB’­de sos­yalist ulusların gönüllü birleşmesi, her ulusun ken­di di­li ve kül­türünün teşviki ile tüm Sovyet Cumhu­ri­yet­le­ri­nin ve etnik grupların en­ter­nas­yonalistçe bir ara­da ya­şa­ma­sı devletin ha­ya­ta geçirmeye başardığı temel dü­şün­ce­siydi. Büyük Va­tan­se­verlik Savaşının ve Hitler fa­şiz­mi­ni yenmenin yükünü Sovyetler Bir­li­ği’­nin tüm mil­li­yet­le­ri sırt­lan­dı.

Alman medyasının antikomünist karalamacıları ne ka­dar da aptal ve küstahlardır! Nakarat gi­bi hep aynı ma­sa­lı anlatıyorlar: Putin, Stalin’in mirasını sür­dürmüş. Ör­ne­ğin kapitalist gazete Handelsblatt Putin hak­kında şun­la­rı öne sürüyor:

O, paranoya pençesine düşen ve kendi halkını dilediği gi­bi katleden bir Sta­lin’­dir.”50

Oysa gerçekte paranoid olanlar, sosyalizmin ve Sta­lin’in devlet yönetimi altında elde edilen ‒ ve Putin’in sal­dırıları nedeniyle tartışılmaya baş­la­nan ‒ ka­zanım­la­rın çekiciliğinden korkan burjuva fikir ma­ni­pü­la­tör­le­ri­dir! As­lında Uk­ray­na’­nın başarılı olarak Hitler fa­şiz­min­den kur­ta­rıl­ma­­na önderlik eden, Stalin’in yö­ne­ti­min­de­ki SSCB başkomutanlığıydı ya! Kızıl Ordu, kah­ra­man par­ti­zan­larla bir­likte Alman ordusu “Wehrmacht”ı yen­di. “Wehr­macht”, Al­man mali-sermayesinin adına Uk­ray­na’da dört mil­yon in­sa­nı katletti, on milyon insa­nı ev­siz barksız bı­rak­tı, 16.150 sa­nayi işletmesini ve 400 ma­deni tahrip et­ti, 714 şehri ve 28.880 köyü yerle bir et­ti. Hitler fa­şiz­miy­le iş­birliği yapmayı reddeden ma­den­ci­ler canlı canlı ku­yu­la­ra atıl­dı.51

Buna karşılık Stepan Bandera ve bir dizi başka ki­şi­le­rin li­derliğindeki Uk­raynalı fa­şist örgütler, faşizm ile iş​bir­li­ği yaptılar. Uk­rayna’nın Al­man­ya’daki büyükelçisi fa­şist dos­tu Andriy Mel­nik’in bugüne kadar Ban­de­ra’ya ce­za al­ma­dan taparcasına kah­ra­man52 diye hayranlık gös­te­re­bil­me­si tam bir skandaldir. Ateşli an­ti­se­mit Ban­de­ra, İkin­ci Dün­ya Savaşında Hitler fa­şist­le­riy­le bir­lik­te Uk­ray­na’­da 800.000 Yahudinin sürgüne yol­la­nıp kat­le­dil­me­sin­den so­rum­luydu.53 Ve Mel­nik pro­vokatif sa­vaş kış­kırt­ma­cı­lı­ğı yap­tı­ğında Almanya’nın bur­ju­va par­tilerinde an­ti­se­mi­tiz­me kar­şı haçlı seferine çıkan kut­sal savaşçılarından hiç​bir pro­tes­to sesi çıkmıyor!

Putin, Ukrayna’da faşistlere karşı takınan Bırakın yap­sın­lar tu­tu­mu ve onlara kısmen sistematik ola­rak ve­rilen des­te­ğin fa­şist Azak Taburu’nun Ukrayna or­du­su­na entegre edil­me­si­ne kadar var­masını Uk­ray­na’­ya baş­lat­tı­ğı saldırı için gerekçe ola­rak gösteriyor. Ger­çek­leri, yarı ger­çekleri ve yalanları karış­tırarak, Rus ve Uk­raynalı kit­le­le­rin haklı olarak sosyalist Sovyetler Bir­li­ği’­nin Hit­ler fa­şiz­mi­ne karşı zaferinden duyduğu gurur ile demagojik bir bağ­lantı ku­ruyor. Böylece Putin dik­kat­le­ri, saldırının ger­çek mo­tif­le­rinden saptırıyor: Rus yeni-em­per­ya­liz­mi­nin gü­nü­müz­de aslında Avrupa’da üs­tün­lü­ğü ele ge­çir­mek için sa­vaş­ma­sı.

Ukrayna ‒ baştan başa gerici bir kapitalist devlet

Alman Başbakanı Olaf Scholz’un (SPD), Rusya’nın Uk­ray­na’­ya karşı sürdürdüğü savaşın “demokrasiyi oluş­tu­ran tüm il­kelere karşı olduğu54 iddiası, gülünç ve saçma bir şey­dir. Gerçekte Ukrayna’da hem oli­gark­la­rın ege­men­li­ği hem de Volodimir Zelenski hükümeti altında bur­juva de­mokrasisinin temel ilkelerini oluşturan her şey önceki yıl­larda da bastırı­lıyordu. 2015 yılında ko­­nist sem­bol­ler yasaklandı; işçi mücadeleleri Ze­lenski hü­kü­me­ti gö­reve başladıktan son­ra da bas­tı­rıl­ma­ya de­vam edil­di. Av­rupa Birliği yıllarca Uk­rayna’nın üye­lik baş­vu­ru­su­nu “hu­kukun üstünlüğüne dayalı is­tik­rar­lı bir de­mok­rasi ve ay­nı zamanda … işleyen ve re­ka­bet gücüne sa­hip bir pi­ya­sa ekonomisi* gibi temel üyelik kri­terlerini ye­rine ge­tir­mediği gerekçesiyle reddetmişti.55 Da­ha 2021 Ey­lül ayın­da, yani Zelenski’nin 2019 yılında cum­hur­baş­ka­nı se­çilmesi­nin ardından uzun bir süre son­ra Av­ru­pa Sa­yış­ta­yı ECA, Ukrayna’da “geniş çaplı rüş­vet­çi­li­ğin mer­ke­zi so­run­lardan biri olduğunu56 tes­pit edi­yor­du. Hu­me­di­ca ör­gütü daha 2021 yılında Uk­ray­na’­da­ki sos­yal ko­şul­lar hak­kında yaptığı bir açıklamada şun­ları belirtti:

Ayda aşağı yukarı 350 Euro gelir ödenirken ge­çim mas­raf­ları batı Av­ru­pa stan­dar­dıy­la aynı düzeydedir iş­te ­­müz­de hal­kın yüzde 45’inden fazlası yok­sul sa­yıl­maktadır… Uk­rayna’da tıbbi desteğe ih­ti­ya­cı olanlar ya da has­ta ve­ya en­gelli bir çocuğa sahip olan­lar çoğu kez if­las eşi­ğin­de bu­lunuyor.”57

Buna karşılık 2021 yılında ülkenin en zengin yedi ada­mı 11,9 milyar Dolarlık bir özel servete sahiptiler.58 Ocak 2022’­de Uk­rayna’da ırkçı bir dil yasası yürürlüğe girdi. Bu ya­saya göre, Ukrayna halkının yüzde 40’ının kendi sos­yal çev­resinde Rusça konuştuğu halde Rusça diline kar­şı ka­mu ala­nında ay­rımcılık yapılıyordu.

Savaş başladığında Ukrayna’da sıkıyönetim ilan edil­di ve tüm demokratik hak ve özgürlükler kal­dı­rıl­dı. Şid­det, esas ik­tidar yöntemi haline geldi: Zorla ça­lış­tır­ma uy­gu­lan­dı, mal mülk ka­mu­laş­tırıldı (el konuldu), serbest dolaşım kı­sıt­lan­dı, top­lan­tı, miting ve grevler tamamen ya­sak­landı, si­ya­sal partiler kapatıldı, medya san­sü­rü uygulandı, genel as­ker­lik yü­kümlülüğü yürürlüğe konuldu, yabancılar göz​al­tına alın­dı, se­çim­ler askıya alındı vs.

Zelenski rejimine karşı olan her türlü muhalefet artık “Rus yan­lısı faaliyet” suçlamasıyla takip ediliyor ve et­ki­siz ha­le ge­tiriliyor. Cumhurbaşkanı 18 Mart 2022 ta­rih­li ka­rar­na­me­siyle, aralarında “Sol Güçler Bloku”, “Sol Mu­halefet” ve “Uk­rayna Soyalist Partisi” olmak üzere on​bir muhalefet par­tisinin faa­liyetleri yasaklandı. Bunun ar­dından 20 Mart ta­rihinde tüm ulusal haber kanallarını hü­kümet kontrolü al­tında birleştiren bir kararname ya­yın­landı.

ICOR’a41 üye olan Ukrayna İşçi Hareketi Ko­or­di­nas­yon Kon­seyi KSRD, işçi sınıfına olağan dışı sal­­­lar­dan ha­ber veriyor:

Ukrayna’nın resmi makamları sıkıyönetimin ilan edil­me­siy­le birlikte iş hukukunu da ağırlaştırdi. İşçi çı­ka­­pek kolaylaştırıldı, haftalık çalışma süresi 40 saat­ten 60 saa­te yükseltildi ve resmi tatil günleri kaldırıldı. … Her tür­lü grev yasaklandı.*59

Volodimir Zelenski, asker tişörtünde ve bakımsız sa­kal­lı yüzüyle mükemmel bir biçimde sahnelenmiş halde ulus­lararası kitle medyasında özgürlüğün ve de­mok­ra­si­nin cesur savunucusu olarak ortaya çıkar ‒ iki­yüz­lü­lüğün dik alası.

Ukrayna’da işçi sınıfı ve geniş kitlelerin kesinlikle ken­di­le­rini Rus­ya’­nın emperyalist saldırısına elinde si­lah­la di­ren­me hakkı var. Ancak bu hü­kü­met, der­hal ba­rış sağ­lama mü­ca­de­le­sinde dü­rüst bir or­tak değildir. Özel­lik­le toplumsal kur­tu­luş mü­ca­delesinde ken­di hü­­me­ti­ni yenmek, yani ge­rici Ze­lenski re­jimini yık­mak da ge­rek­lidir. Uk­ray­na hal­kı­nın bu kar­maşık iki cep­he­li sa­va­şı, pro­leter en­ter­nas­yo­na­liz­min tam da­ya­nış­ma­sını hak edi­yor.

Savaş, dünya çapındaki sağcılaşmayı hızlandırıyor

24 Mayıs 2022 tarihinde Macaristan Başbakanı Viktor Or­bán alelacele bir anayasa de­ği­şikli­ğinin par­la­men­to­dan geçirildikten sonra ülkesinde üçüncü defa60 ola­ğanüs­tü hal ilan etti. Gerekçe olarak “Ukrayna’daki savaşın Ma­ca­ris­tan için sürekli bir tehlike teşkil ettiğini” gös­ter­di.61 Ola­ğanüstü hal hükümeti çok sayıda gerici tedbir ola­naklarına sahip: Yasalar veya yasaların uy­gu­lan­ma­sı as­kıya alı­nabilir62, grevler yasaklanabilir, şir­ket­lerin öde­ye­ceği ti­ca­ri kazanç vergisi yarıya indirilebilir, dev­let ha­zi­ne­sin­den is­tendiği gibi para alınabilir63, hükümete mu­tabık ol­ma­yan ha­ber­ci­lik beş yıla kadar hapis ile ce­za­landı­rı­la­bi­lir v.s.64

Ancak sadece herkesin gerici olarak tanıdığı Viktor Or­bán hü­kümeti gibi hükümetler politikalarını sı­kı­laş­tır­mı­yor. Ço­ğu Avrupa ülkesinde ve ABD’de olduğu gi­bi Al­man­ya’­da da toplumda hızlanan bir sağcılaşma söz ko­nu­su ve dev­letin faşistleştirilmeşi ve mi­li­ta­rist­leş­ti­ril­me­si şid­det­le­ni­yor.

Almanya’da sıkıyönetim, ittifak içi imdat du­ru­mu65 mey­da­na geldiği zaman kısmen, Almanya ana­ya­sa­sın­da­ki 115a mad­desine göre savunma hali ilan edil­di­ği za­man ise ta­ma­men yürürlüğe giriyor. Silahlı bir saldırının sa­de­ce pek ya­kında meydana gelebildiğinde bile Al­man or­dusu Bun­des­wehr yurt için­de devreye sokula­biliyor ve ola­ğanüs­tü hal mevzuatı­nın tüm maddeleri yürürlüğe gi­rer. Bu ya­sa­lar­la top­lantı, mi­ting ve grevler yasaklana­bi­lir, ifade öz­gür­lü­ğü ve medya cid­di bir şekilde kı­sıt­la­na­bilir, mül­ki­ye­te el ko­nulabilir, üre­tim emir yoluyla de­ğiş­tirilebilir, zor­la ça­lış­tır­ma uy­gu­la­nabilir; ayrıca bir ki­şi “ağır hain­lik, dev­leti teh­likeye düşürme, vatan hainliği ve­ya mil­li sa­vun­ma­ya kar­şı suç olarak ce­za­lan­­­la­bi­le­cek ey­lem­ler­de bu­lun­du­ğu, des­teklediği ve­ya başkalarına yap­tırdığı şüp­hesi için cid­di veya ger­çek ip­la­­nın var ol­ması halinde 66 der­hal tu­tuk­la­nabilir.

Bütün bunlar egemenlerin yoksulluğa, işsizliğe, savaş ve kriz sonuçlarına karşı mutlaka oluşacak di­re­niş­ten ne ka­dar çok korktuklarının açık göstergesidir. Uluslararası iş­çi ve halk hareketinin, savaşa ve faşizme karşı mü­ca­de­le ile demokratik hak ve özgürlüklerin ko­run­ma­sı ve ge­nişletilmesi için verilen mücadele ara­sın­da, her ikisi sos­ya­lizm mücadelesi okulu olmalıdır di­ye bağ­lan­tı kur­ma­sı kaçınılmazdır.

4.Dünya çapında ekonomik savaşa geçiş

NATO devletleri, Rusya’ya karşı savaş silahı olarak ağır yap­tırımlar devreye soktu. AB’nin 23 Şu­bat’­ta ka­rar­laş­tırdığı ilk yaptırım paketine 3 Haziran 2022 ta­ri­hi­ne ka­dar 5 yaptırım paketi eklendi. Buna ek ola­rak ABD, İngiltere, Kanada, Japonya, İsviçre gi­bi birçok ül­ke­den yaptırımlar geldi.

Birincisi, varlıkların dondurulması ve ülkeye giriş ya­sak­ları gibi yaptırımlar başlangıçta 1.091 kişi ve 80 ku­ru­lu­şa yönelikti. Bunların arasında oligarklar veya Rusya Dış​iş­leri Bakanı Sergey Lavrov ve Devlet Başkanı Vla­di­mir Pu­tin gibi kişiler yer alıyor.

İkinci hedef şirketler ve bankalar: Mesela Rus kamu ik­tisadi teşebbüslerinin hisse senetleri artık AB’de alınıp sa­tı­la­mı­yor. Rus Merkez Bankası da olmak üzere tüm Rus ban­ka­la­rı artık AB sınırları içinde kredi veremez ve ala­maz. Ye­di büyük Rus bankası Bankalararası Finansal Te­le­ko­mü­ni­kasyon Derneği SWIFT’in ödeme sis­te­min­den çı­karıldı.

Üçüncüsü, yaptırımlar Rus ekonomisinin ithalat ve ih­ra­ca­tına yöneliktir. NATO liderliğinde batı ülkeleri, da­ha ye­ni tamamlanan “Nord Stream 2” adlı do­ğalgaz boru hat­tı­nın işletmeye açılmasını engellediler. Ayrıca Rus­ya’­dan kö­mür it­halatını, Rus ve Beyaz Rus taşımacılık fir­ma­larının AB’­deki faaliyetlerini ve Rus bayraklı ge­milerin AB li­man­la­rı­na girmelerini de yasakladılar. Onun dışında he­defli ola­rak Rus­ya’nın yüksek teknoloji alan­larına 10 mil­yar Euro tu­ta­rın­daki ihracata yasak konuldu, it­ha­lat ya­sakları ge­niş­letildi ve Rusya’nın batı dev­let­le­rinin ka­mu iha­le­lerinden ve Avrupa’nın para kay­nak­la­rın­dan fay­da­lan­ma­sı yasaklandı. Altıncı yaptırım pa­ke­tiy­le AB Rus pet­ro­lü­ne ambargo kararı aldı; ancak bu ka­rar boru hat­ları için de­ğil sadece tankerler için ge­çer­lidir.

Bu yaptırımlar, bir bütün olarak artık dünya çaplı eko­no­mik sa­vaş niteliğine ulaşmıştır ve em­per­ya­list dün­ya sis­te­mi­nin ekonomi politiğini etkiliyor. Eko­no­mik yap­tı­rım­la­rın savaşı durdurabileceğine dair saçma vaat­le­rin ak­si­ne, sa­vaşın somut gidişatı üzerinde doğ­ru­dan hiçbir et­ki­si yok­tur.

CDU başkanı Friedrich Merz, Rusya’ya karşı uy­gu­la­nan yap­tırım politikasının amacı, “bu ülkenin askeri-en­düst­ri­yel komp­leksinin bel kemiğini kırmak olduğu67 gö­rü­şün­de­dir.

Yani stratejik hedef, Rusya’nın ekonomisini yıkıp, ül­ke­nin ye­ni-emperyalist güç olarak yükselmesini dur­dur­mak­tır.

Üretimin uluslararasılaşmışlığı koşullarında ve ara­la­rın­da Çin, Brezilya, Hindistan, Mexika, Endonezya ve hat­ta NA­TO ül­kesi Türkiye gibi büyük ülkelerin de ol­mak üzere dün­ya­nın toplam 154 ülkesinin şu ana ka­dar yaptırımlara ka­tıl­ma­ma­ yüzünden NATO’nun ken­di amaçlarına ulaş­ma­sı pek mümkün değil. Nitekim ma­li yaptırımlar, mesela Çin ta­rafından SWIFT sis­te­mi­ne alternatif olarak sunulan CİPS veya Rusya’nın ge­liş­tir­di­ği ve 400 Rus bankasının bağ­lı olduğu SPFS sis­te­mi­nin kul­la­nılmasıyla deliniyor. Ör­neğin pet­rol ih­ti­ya­cı­nın yüz­de 80’ini ithal etmek zo­run­da olan Hin­distan, yap­tı­rım­ların karar­laş­tı­rıl­ma­sın­dan kısa bir sü­re sonra “Rus­ya’­da üretilen 3 milyon varil pet­ro­lün it­hal edil­mesine” dair bir anlaşma yaptı.68 As­ya, Af­rika ve La­tin Ameri­ka’da bir​çok ülke Rusya ile, yanlışlıkla ABD ta­ra­fın­dan yeni-sö­mürgecilik yön­te­miy­le yağ­ma­lanmaya karşı mü­cadele­de müttefik olduğunu sandıklarından dolayı ti­ca­ret ya­pı­yor. Bazı ülkeler ay­nı zamanda ken­di em­per­ya­list amaçlarını genişletmek is­tiyor.

Üstelik Avrupa’nın enerji ihtiyacının karşılanması için Rus­ya’nın yerine geçirilmesi gereken yedek te­da­rik­çi­ler­le iş​birliği hiç de sorunsuz gelişmiyor. Katar ile al­ter­na­tif gaz tedariğine dair anlaşmaya varıldıktan kısa bir sü­re sonra gerici emirlik en az 20 yıl vadeli alım ga­ran­ti­si ve müthiş fiyatlar talep etti.69 Oysa Almanya o za­ma­na ka­dar çoktan fosil enerji kullanımını neredeyse ta­ma­men bırakmış olacaktı.

Batı hükümetlerinin tüm şatafatlı niyet bildirilerinin ak­si­ne, emperyalist yaptırım politikasının ana yü­­, asıl so­rumlu olan savaş çığırtkanları ve oligarklar de­ğil, Rus kit­leleri taşıyor. Sadece Moskova’da 200.000 emek­çi, yurt​dışı şirketlerin faaliyetlerini dur­dur­ma­sın­dan ve ulus­la­rarası tedarik zincirlerinin büyük öl­çüde kop­muş ol­masından dolayı işini kaybetti. Daha Mart 2022’­de Rus­ya’da enflasyon yüzde 17,3’e çıktı.70

2021 yılına ka­dar Almanya’nın gözde ti­caret ortağı ve Al­man­ya’da tüketilen gazın yüzde 55’inin tedarikçisi olan Rus­ya, Nisan 2022’­nin ortalarında hala günde yak­la­şık 2400 gigavat saat kapasitesiyle doğal gaz tedarik et­me­ye de­vam ediyordu. Onun dışında Almanya ithal et­ti­ği kö­mü­rün yüz­de 50’sini ve petrolünün yaklaşık yüzde 35’i­ni Rus­ya’­dan aldı.71

Özellikle Alman enerji, kimya ve demir çelik hol­ding­le­ri şu ana kadar Rusya ile sürdürülen ekonomik iliş­ki­ler­den en çok faydalanan sektörler olarak yaptırımları en aşı­nok­ta­ya kadar götürmek istemiyorlar. BASF şe­fi Mar­tin Bru­der­müller Alman hükümetini Rus gaz te­da­ri­ği­nin dur­du­rulmasına katılmaması için kesin bir bi­çim­de uyar­dı: Böy­le bir hamlenin “Almanya’nın milli eko­no­mi­si­ni İkin­ci Dün­ya Savaşı sonrasındaki en derin krize sü­rük­le­ye­bi­leceği ve re­fa­hımızı yok edebileceği72 açık­la­ma­sında bu­lun­du.

NATO ile AB’nin büyük birlik beraberlik içinde ol­du­ğu­nu ile­ri süren burjuva propagandasının aksine, Alman te­kel­le­ri­nin çatı örgütü Alman Sanayicileri Birliği BDI’nin baş­kanı Sieg­fried Russwurm, daha 7 Mart 2022’de yap­tı­ğı bir açık­la­mada Alman ekonomisinin Çin ve Rus­ya’­dan ay­rıl­ma­sı­nı ta­lep eden ABD hükümetini tersledi:

Biz Amerikan hükümetinin emir kulu değildik ve ol­ma­ya­ca­ğız da. (Putin’in) işlediği suçlar küresel ticaretin ve kü­re­sel işbölümünün sonu değildir. Bizim ilkemiz baş­ka kim­se­lere karşı kapanmak değil, alıp vermek ka­la­cak­tır.73

Başbakan Scholz bu tehdide katılıyor: Bir gaz am­bar­go­su “bir­den bire … ülkemizi ve tüm Avrupa’yı re­ses­yo­na ­rük­leyeceğini” belirtiyor.74 Alman hü­kü­me­ti­nin yü­rüt­tüğü kriz yö­ne­timinin bir güdüsü, si­yasi kit­le pro­tes­to­la­rın­dan ve kriz ve savaş yükünün kit­le­le­rin sır­tı­na yük­len­me­si­ne karşı gelişecek proleter sınıf mü­ca­de­le­sin­den duy­dukları korkusudur.

Ne var ki Alman hükümeti en geç NATO’nun Nisan so­nun­da stra­te­jisini de­ğiş­tirme kararını alması üzerine o za­ma­na ka­darki çekingenliğini bıraktı. Savaş ve kriz yük­le­ri­ni git­gide daha açık bir şe­kil­de kitlelerin sırtına yük­le­di. Sa­de­ce gıda maddeleri, her türlü ham madde ve ener­ji ürün­le­ri ile yapılan ve yaptırım po­li­ti­ka­sıy­la kö­rük­le­nen spe­külasyon, enflasyonu ina­nılmaz de­re­ce­de yük­sel­ti­yor. “Trafik lambası” koa­lis­yonu75 tarafından hal­kın bir kıs­mı için kararlaştırılan “­kü hafifletme pa­ket­le­ri* sa­dece kısa va­deli bir ra­hat­lat­ma anlamına ge­li­yor. Baş­ba­kan Yardımcısı Robert Ha­beck, Rusya’ya uy­gu­la­nan pet­rol am­bargosunu acımasızlıkla şe­kilde haklı çı­ka­rı­yor:

Sonra fiyatlar yükselince zor dayanılır bir durum çı­ka­cak. … Fakat bu, ödeyebildiğimiz … ve öde­me­miz ge­re­ken bir be­del.“76

Sınıf işbirliği ve feragat etme propagandası psi­ko­lo­jik sa­vaşın belirleyici bir parçası haline geldi. In­ter­net por­ta­li Telepolis şunları meydana çıkarıyordu:

Demek ki enflasyonun Ukrayna Savaşının bir sonucu ol­duğu iddiası bir yalan haberdir. Savaş başladıktan son­ra ne Ukrayna’da ne de Rusya’da hiçbir hasadın im­kan­sız hale geldiği direkt göze çar­pıyor. … Doğal gaz ve pet­rol de da­ha ön­ce anlaşılan fiyatlara Rusya’dan Batı’ya te­da­rik edi­li­yor. … Fiyat oluşumu, çokça id­dia edildiği gibi şu an­ki mas­raf­lar tarafından değil, ge­le­cek­te­ki kâr bek­len­ti­si­ne gö­re şekille­niyor.”77

Bu doğ­rul­tu­da Wirt­schaftswoche dergisi 18 Mayıs 2022’­de coş­kuyla şun­la­rı yazıyordu:

Petrol piyasası da… para yatırmak için ideal koşullar su­nu­yor. … Mesela son on iki ayda … petrole yatırım ya­pan­lar, on iki ay önce ilk yatırdıkları meblağı, bir varil pet­ro­lün fi­ya­tıy­la kı­yas­ladı­ğımızda, neredeyse iki ka­tına çı­ka­ra­bil­di­ler.”78

Bu durum yaptırımların etkisini elbette baltalıyor. Ni­te­kim Rusya, ambargolara rağmen bu sene fosil ya­kıt­la­rın ih­ra­cın­dan 13,7 Milyar Euro ek gelir elde edeceğini bek­li­yor.79

Uluslararası üretimin yeniden örgütlenmesinin açık krizi

Yaptırımların doğrudan ekonomik yansımalarından da­ha önem­li olan şey, uluslararası üretimin yeniden ör­güt­len­me ya­pı­sındaki küresel ve dolayısıyla stratejik bo­yut­lu sar­sıl­ma­lardır. Bu sar­sılmaların uzun vadeli et­kileri ha­len pek ön­gö­rü­le­mi­yor. Al­man­ya’­nın ulus­lar​ara­sı te­kel­le­ri, büyük ölçüde kendi koca iç pa­za­rında üre­tim yapan ve ürün­lerini satan ABD te­kel­le­rin­den fark­lı ola­rak başlıca yurt dı­şında üre­tim yapıp, orada azami kâr­la­rını el­de edi­yor­lar.80 Ba­tının Rusya’ya karşı sür­dür­dü­ğü eko­no­mik sa­va­şın hem olumlu hem olumsuz et­ki­leri var; çün­kü on­lar Rus­ya’yı aynı zamanda yap­tı­rım­la­rı reddeden ül­ke­ler­le ve özel­likle yeni-emperyalist Çin ile var olan “dos­ta­ne iliş­ki­le­ri­ni” daha kararlı bir şekilde bir ekonomik, po­li­tik ve as­ke­ri blok halin­de ge­liş­tir­meye iti­yor.

Böylelikle NATO ve AB’nin yaptırım politikası, ulus­lar​ara­sı üretimin yeniden örgütlenmesinin eko­no­mik ana ko­şulu olan birleşik dünya pazarının sonuna yol aça­bi­lir. Ar­tık başlatılan dünya ekonomik sa­va­şı­nın ge­le­cekte bü­yü­ye­ce­ği daha şimdiden öngörülebilir. Ni­te­kim NA­TO Ge­nel Sek­reteri Jens Stoltenberg Ma­yıs 2022’­de Davos’ta dü­zen­le­nen Dünya Ekonomik Fo­ru­mun­da de­ma­gojik “öz­gür­lük, ser­best ticaret­ten önemlidır” slo­ga­nıy­la eko­no­mik sek­­rün Çin’le olan bağlantılarını kes­me­si­ni ta­lep et­ti.81 Bu­güne kadar sür­dü­rülen ulus­lar​ara­sı iş​bö­lü­mü artık teh­likeye girmiş du­rum­da. Oysa bu iş​bö­lü­mü ay­nı za­man­da azami kârlar elde eden tekelci sa­nayi üre­ti­mi için vaz​geçilmez bir zo­run­lu­luktur. Önem­li bir­le­şik üre­tim sis­temleri parçalanacak, ko­ca sa­na­yi sek­tör­leri bir bü­tün olarak ham madde ve ara mal­lar­dan ko­pa­rılıp, ka­lıcı bu­nalımlara sü­rük­le­necektir. Şu ana ka­dar açık olan sa­tış pazarlarının sı­nır­lan­dı­rıl­ma­sı ve­ya ta­ma­men ko­pa­rıl­ma­sı sü­per-tekellerin artan se­ri üre­timinin sa­tı­şı­nı zor­laş­tırıyor. Bu gelişmelerin sa­vaş­tan ön­ce olu­şan lo­jis­tik, ener­ji ve ham madde kriz­le­riy­le ve tır­manan ti­ca­ret savaşlarıyla bir ara­ya gel­di­ğin­den do­la­yı dün­ya eko­no­misi için çı­kacak so­nuç­la­rı ön­görmek, he­nüz müm­kün de­ğil. Al­man­ya Dışişleri Ba­ka­nı Annalena Baer­bock ka­ram­sar önseziyle ge­lecekte dünyada bir “kriz ka­sır­ga­ yaşanacağı ke­ha­ne­tinde bulundu.82

Dünya ekonomisinde uluslararası üretimin yeniden ör­güt­lenmesinin açık bir krize girmiş olması, em­per­ya­list dün­ya sisteminin istikrarsızlaşmasmı aşırı de­re­ce­de hız­lan­dırmaya devam ediyor. Dünya ekonomik sa­va­şı­na ge­çiş, dev­rimci uluslararasılaşmış üretici güç­ler ile ulus-dev­lete bağ­lı egemenlik ve kapitalist üre­tim iliş­ki­le­ri­nin ör­güt­len­me­si arasında var olan ana çe­lişkiyi en uç nok­ta­sına ka­dar kes­kin­leş­tiriyor. Bu du­rum üçüncü dün­ya sa­va­şı teh­li­ke­sini bü­­­yor. “Kü­reselleşme” Tanrıla­rı­nın Gün­ba­­ ki­tabı bunu şöy­le ele alıyor:

Emperyalizmin, üretimin yeniden örgütlenmesinin yo­lu­nu açmasına rağmen kendi antagonist iç çelişkileri ne­de­niy­le asla bir dünya devletini kuramaması, onun ta­ri­hi ge­li­şi­minin göreli sınırına dayandığını ortaya koy­mak­ta­dır. Mo­dern üretici güçler, uluslararası ni­te­lik­le­rine uy­gun dü­şen üre­tim ilişkilerini istiyor, ama bu iliş­ki­ler sa­de­ce bir­le­şik sos­yalist dünya devletlerinde ger­çek­le­şebilir.“83

5.Ukrayna Savaşı küresel çevre felaketine geçişi hızlandırıyor

Küresel çevre felaketine yaşa­nan geçiş Ukrayna kri­zin­den ön­ce de hızlanmıştı. Neredeyse tüm em­per­ya­list ül­ke­ler özel­likle gençlik arasında yaygınlaşan çevreci kit­le ha­re­ke­ti­ne yanıt olarak çevre korunmasına dair et­ki­li ön­lem­lerde bu­lu­nacaklarını vaat etti. Ancak Rus­ya’­nın Uk­ray­na’­ya sal­dır­masından kısa bir süre sonra bi­le çevre po­li­ti­ka­sı ba­­mın­dan bir paradigma de­ği­şi­mi ilan et­ti­ler. Ege­men­lere göre bundan böyle, şimdiye ka­dar en önem­li he­def olan iklim korumasının, “gü­ven­lik çı­kar­la­rı”, ya­ni üçün­cü bir dünya savaşının ha­zır­lan­ma­uğ­ru­na ge­ri pla­na itil­me­si ge­re­ki­yor­muş. ABD Baş­ka­nı Bi­den 31 Mart’­ta şu açık­lamayı yaptı:

Enerji ve iklim konusundaki hassasiyetimizin yerine uzun vadeli güvenliğe öncelik vermeliyiz. ”84

İnsan-doğa birliğinin bilerek yapılan tahribatı böy­le­ce ye­ni bir niteliğe ulaşıyor. Biden’ın bu demagojik ta­le­bi Al­man si­lah sanayisi tarafından desteklendi. Al­man­ya Gü­ven­lik ve Savunma Sanayicileri Derneği Genel Mü­dü­rü Dr. Hans Christoph Atzpodien daha 2020 yılı so­nun­da, “sis­tem için önem taşıyan” yeni ilke olarak “gü­ven­li­ğin … sür­dü­rülebilirliğinin ve buna göre refahın da ’ana­sı’ ol­du­ğunu” be­lirtmişti.85 Olaf Scholz ve hükümet eki­bine Al­man­ya’­da­ki çevre hareketini de dış ve çev­re po­li­ti­kasının ye­ni rotasına göre hizaya ge­tir­me görevi düştü. Bu tu­tu­ma gittikçe artan ve Yeşiller’in genç­lik ör­gü­tü Grüne Ju­gend’e varan eleş­ti­rilere, fel­se­fe­ci ve Almanya Eko­no­mi ve İklim Ko­ru­ma Ba­kanı Ro­bert Ha­beck yeni uy­dur­du­ğu demagojik “eko­lo­jik va­tan­se­ver­lik parolasıyla kar­şı­lık ver­di.86

Ne var ki Habeck’in “ekolojik vatanseverliği dediği, sos­yal-şovenizmin87 yeni bir varyantından başka bir şey değildir. Ama bu sefer işçiler ve geniş halk kit­le­le­rin­den meşru sosyal, eko­nomik ekolojik ve siyasi ta­lep­le­rin­den vazgeçmeleri ve çevre krizinin yoğun olarak bü­yümesini hiç​bir direniş göster­meden hazmetmeleri bek­leniyor.

ABD emperyalizmi çevre politikasında yaptığı U dö­nü­şüy­le ener­ji alanında süper-güç olma hedefini de ger­çek­leş­tir­me­ye çalı­şı­yor. New York Times gazetesi 8 Mart 2022 ta­ri­hin­de ABD ta­rafından Rus petrolü, kömürü ve do­ğal ga­zı için ilan edi­len ithal yasağı88 bağlamında şu yo­rum­da bu­lu­nuyordu:

Başkan Biden, insanları iklim de­ği­şik­li­ği­ne kar­şı ge­liş­tir­di­ği id­dialı planları için kazanmaktan bü­yük öl­çü­de vazgeç­ti ve bunun yerine mümkün olduğu ka­dar faz­la pet­rol ve gaz çıkarmaya odaklandı.89

Biden ayrıca, Avrupa’nın ABD’ye bağımlılığını art­tır­mak, ül­kenin dünya ekonomisinde kaybettiği konumu ve ABD hal­kı­nın hükümetine azalan güvenini de yeniden ka­zan­mak is­ti­yor. Sade­ce ABD’de ülkenin eneıji kurumu hid­ro­lik kır­ma­ (Fracking) 2030 yılına kadar yüzde 15 ora­nın­da yük­seltmeyi plan­lıyor.90 Gaz İhraç Eden Ül­ke­ler Fo­ru­mu da hid­rolik kır­manın dünya çapında yüzde 66 oranında bi­le art­tırılmasını is­tiyor.91

Almanya’da özellikle “Yeşiller” bunun için itaatkâr bir müt­tefik olduğunu gösteriyorlar. Yeşiller’den Eko­no­mi Ba­ka­nı Ha­beck, ABD’den hidrolik kırma yöntemi ile çı­ka­rılan ga­zın it­hal edilebilmesi için, Brunsbüttel, Stade ve Wil­helms­haven limanlarında Sıvılaştırılmış Doğal Gaz (LNG) Ter­minalle­rinin inşası için yoğunca bas­tı­rı­yor­du ‒ oy­sa kendi partisi daha önce böylesi projeleri ke­sin bir bi­çim­de reddetmişti. Bu ola­ya eko­lo­jik bir imaj ver­mek^ için ter­minallerin son­ra­dan hid­ro­jen gazı it­hal­le­ri için de kul­la­nı­labileceği iddia edi­liyor.

Doğal gaz ve hidrolik kırma yöntemi ile çıkarılan gaz, sa­de­ce yakılmasında oluşan CO2 ve yerin altına pom­pa­la­nan kim­yasal maddelerle iklime zarar vermekle kal­mı­yor; aynı za­manda sondaj kuyularından ve bo­ru hat­tın­da­ki de­lik­ler­den büyük ölçüde se­ra gazı metanın sız­ması ik­lim için son de­rece zararlıdır. Metan gazının CO2’­ten 20 kat da­ha büyük bir sera potansiyeli var92; 2019 yılında kü­resel ısın­ma­nın yüz­de 16,4’üne sebep ol­du.93

Alman hükümeti, “Vladimir Putin’e insan hakları ih­lal­le­ri için bir daha asla para sağlamayacağız” de­ma­go­ji­siy­le, gaz temininin yanı sıra petrol teminini de yeniden ya­pı­lan­dırdı; Katar hükümeti ile tedarik sözleşmeleri im­za­la­dı. Maliye Bakanı Christian Lindnerin “Biz de­ğer­le­ri­mi­zi de pay­laşan ticaret ortakları is­ti­yo­ruz” açık­la­ma­sı94 alçak alayın ta kendisidir!

Öyleyse Katar’ın aşırı gerici şeyhleri ve onların feodal-fa­şist re­jimi rejimi “değer paylaşma”nın birinci adresi el­bet­te! Sis­te­ma­tik olarak işlenen insan hakları ih­lal­le­rin­den, faşist te­rör ör­gü­tü İŞİD’in açıkça desteklen­me­sin­den ve Katar’ın Af­ga­nis­tan’­daki faşist Taliban rejimine ide­o­lojik ve politik ya­kın­lığından Lindner ve Habeck’e ne? Al­man­ya’­nın burjuva demokratları için herkes “de­ğer or­ta­ğı olabilir ‒ yeter ki dünya ekonomik sa­vaşında şu an­ki emperyalist ana rakipleri olan Rus­ya’­ya karşı on­lar­la bir­likte “doğru” tarafta dursun.

Öte yandan, Robert Habeck ve AB tarafından savunulan ye­nilenebilir enerjilerin genişlemesi son derece bö­lük pör­çük kaldı ya da kesin bir biçimde tekellerin çı­kar­la­rı yö­nün­de de­vam ettirildi. Örneğin AB, Sürdürülebilir Faa­li­yet­ler Tak­so­no­misi 8. maddesine göre rüzgar tür­bi­ni pro­jeleri ancak 500’­den fazla çalışanı ve sermaye pi­ya­sa­sı odaklı şirketler ta­rafından yürütülmek kaydıyla “ye­şil” ola­rak teşvik edil­mek­tedir.95

Daha 2022 yılı başında bakan Habeck, doğal gazın özel­lik­le desteklenmesi gereken bir “köprü teknoloji­si96, ya­ni ye­nilenebilir enerjilere doğru bir köprü olarak de­ğer­lendi­ril­mesi gerektiğini savunuyordu. AB komisyonu bu­nu ‒ nük­le­er enerjinin teşvik edilmesini de dahil ede­rek97 ‒ der­hal onay­ladı. Çevre politikasındaki bu fi­yas­ko­nun kimin çı­karına olduğu, Alman Sanayicileri Birliği BDI’­nin savaş baş­ladıktan sonra açık dille ortaya koy­duğu şu ta­lep gös­termektedir:

İdeolojik çekinceler olmaksızın, halen faaliyette olan üç nük­leer santralin ve kapatılan son üç tesisin çalışma sü­re­le­ri­nin uzatılması düşünülmelidir.”98

İdeolojik çekinceler olmaksızın sözü açık ifadeyle, em­per­ya­list­lerin nükleer ener­jiyi sürdürüp genişletme plan­la­rı­nı ka­yıtsız şartsız desteklemek ve böylelikle hal­kın sağ­lı­ğı­nı kas­ten ve ciddi bir şekilde tehlikeye atmak an­la­mı­na ge­li­yor.

Nükleer enerji santralleri tahmin edilemeyen bir teh­li­ke oluş­tur­maktadır. Tüm nükleer tesislerin yakıt de­met­le­­nın so­ğutulması için güvenli bir elektrik teminine ih­ti­yaç­la­rı var­dır. Elektriğin mesela savaş veya doğal afet­ler ne­de­niy­le kesintiye uğraması, kontrol edi­le­me­yen bir nük­le­er eri­me riski oluşturur.99 Çernobil ve Fu­ku­şima’da ya­şa­nan­lar bunun tarihi örnekleridir.

Nükleer enerji santrallerinin teşvik edilmesi sıkı bir şe­kil­de atom ener­jisinin askeri alanda kul­la­l­ma­sıy­la bağ­lan­tı­lı­dır. Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Mac­ron açık­ça şun­ları söylüyordu:

Sivil nükleer güç olmadan, askeri nükleer güç olmaz, as­ke­ri nükleer güç olmadan, sivil nükleer güç olmaz.”100

Nükleer enerjinin yeniden canlandırılması arzusu açık­ça Av­rupa’yı nükleer silahlarla donatmayı amaç­la­mak­ta­dır. Ay­nı şey, Almanya’nın NATO çerçevesindeki “nük­le­er pay­laşım”ının güçlendirilmesi için de geçerlidir ve bu, ABD’­den nükleer silah taşıyıcıları olarak kullanılabilen F-35 sa­vaş uçaklarının satın alınmasına yansımaktadır.

Nükleer savaş tehlikesi artıyor

2021 yılında dokuz emperyalist atom gücü aşa­ğı yu­ka­rı toplam 13 080 nükleer silaha sahipti. Bu silahların yı­kım po­tansiyeli, matematiksel olarak ele alınırsa dün­ya­nın bugünkü biyosferini birkaç defa imha etmek için ye­ter­lidir. Hem NATO’nun hem de Rusya’nın em­per­ya­list as­keri stratejistleri, tıpkı 1980’li yıllarda olduğu gibi bu­gün de canice sınırlı nükleer savaş sürdürme kon­sep­tini ge­liş­ti­ri­yorlar.

Rusya Devlet Başkanı Putin açık açık nükleer silahlarını kul­lanacağına dair tehditlerde bulunurken101 ABD Baş­ka­nı Bi­den, bir kez daha ABD’nin nükleer silahlarıyla ilk vu­ru­şu yap­ma hak­kı olduğunun altını çizdi.102 Nükleer si­lah­lar­la do­na­tılan hi­per­sonik “Dark Eagle” füzesi Al­man­ya’­dan Mos­ko­va’­ya 21 da­kika ve 30 saniyede ulaşıp Rus­ya’­nın başkentini yok ede­bi­lir.103 Mart 2022’den beri ABD as­ker­leri bu sis­tem ile tat­bi­kat yapıyor.104 Bugüne kadar nük­leer savaşın red­de­dil­me­si üzerinde çevre ve barış ha­reketinde her­han­gi tar­tış­ma gerektirmeyen bir fi­kir bir­liği vardı. An­cak Green­peace’in ta kendisi, 31 Mart 2022’­de ya­yın­la­dığı bir ma­ka­le­de “sınırlı nükleer savaş ola­sılığına105 ha­fifseyen bir eko-eti­ket ya­pış­tı­rı­yor­du:

Taktiksel nükleer silah kullanıldığında … ısı ve basınç dal­gaları ve radyasyon muhtemelen birkaç kilometre ile sı­nır­lı olacaktır.106

Gerçekte, her nükleer silah, taktik silahlar dahil, yüz­ler­ce ki­lometrekarede muazzam yıkım, dev bo­yut­lar­da ha­sar ve kit­lesel çapta ölümlere neden olur. Nükleer uz­man Ni­na Tan­nenwald, bu akıl dışı ve hayali nükleer sa­vaş se­nar­yo­la­rı hak­kında açıkça şunu bildi­riyor:

“‘Küçük patlama gücüne’ (0,3 kiloton) sahip bir nükleer si­lah bi­le, geleneksel patlayıcının çok ötesinde hasara ne­den olur. … Radyoaktif serpinti havayı, toprağı, suyu ve gı­da kay­naklarına bulaştıracaktır.107

“Mini-nukes” adıyla olduğundan tehlikesiz gösterilen nük­leer silahlar, nükleer bir saldırıyı daha az tehlikeli yap­maz, hatta daha da gerçek seçenek haline getirir ‒ ve so­nuç­ta kont­rol edi­lemeyen bir tırmanışa yol açar.

Emperyalistlerin sağduyusunun nükleer bir savaşa izin ver­meyeceği yanılsaması, gayet yaygın ama son derece teh­like­lidir. Tüm çevreciler ve barış eylemcileri, çev­re­yi kur­tarmak için verdikleri mücadeleyi emperyalist sa­vaşa kar­şı mücade­leyle birleştirmeli ve dünya çapında tüm nük­le­er, biyolojik ve kimyasal silahların ya­sak­lanıp imha edil­mesi talebini dayatmak için sorumluluk üst­len­me­li­dir­ler.

Enerji ve ham madde kaynakları için tehlikeli rekabet

Dünya çapındaki çevre hareketi, yenilenebilir ener­ji­le­rin ge­nişletil­mesi konusunda tekellerden ve hü­kü­met­ler­den ba­zı vaat ve taviz almayı başardı. Günümüzde bol mik­tar­da bulunan ve en­düst­ri­yel ortamda düşük ma­li­yet­le rüz­gar, güneş ve başka yollardan üretilebilen alter­natif ener­jiler, in­san-do­ğa birliğini gerçekleştiren sos­ya­liz­min kap­sam­lı mad­di hazırlığının bir parçasıdır. Ne var ki te­kel­le­rin ege­menliği altında, bu bilimsel ve tek­nik iler­le­me po­tan­si­ye­li gelişemez, aksine, dünya pa­za­rın­da li­der olmaya yö­nelik ve azami kâr getiren bir ti­ca­re­te dö­nü­şür.

Şu anda tüm güneş pillerinin yüzde 98’i Asya’nın yeni-em­peryalist ülkelerinde üretilir, hatta bunların yüzde 77,7’­si Çin tekelleri tarafından imal edilirken,108 ABD ve AB tekellerinin bu alandaki payı ise çok azaldı.109 Rüz­gar sant­ral üretiminde AB tekelleri Vestas, Sie­mens-Gamesa, Nor­dex ve Enercon dünya pazarında yüzde 29,7’lik bir pa­ya sahip ama, santrallerin yüzde 54,6’­sını imal eden Çin’in gerisinde kalı­yorlar. Bu alanda da sa­dece yüzde 11,7’­lik bir paya sahip olan ABD çok geriye düş­müş du­rum­da.110 Ukrayna kriziyle birlikte emperyalistler ara­sın­da enerji ve ham mad­de kaynakları hakkındaki re­ka­bet doruğa çıkmaktadır.

Emperyalist ekolojizmin açık krizi

Emperyalist ekolojizmin bugüne kadarki varyantları açık krize girdi. Onların kılavuz savı “ekolojinin ka­pi­ta­list eko­nomiyle bağdaştırılabilir” olduğu iddiası idi. 2015 Pa­ris İk­lim Anlaşması’nın küresel ısınmayı 1,5 de­re­cey­le sı­nır­la­ma hedefi zaten çoktan ulaşılamaz hale gel­miş­ken gök­lere çı­karılarak hakkında devam ettirilen pro­pa­gan­da­nın ba­şa­rı­sızlığı besbelli oldu.

Genelde durumu olduğundan tehlikesiz gösteren BM Dün­ya İklim Konseyi IPCC bile 2021’den beri, insanları ölüm­cül sı­cak dalgalarıyla tehdit eden küresel sıcaklık ça­ğı kar­şısında uyarıyor.111 Şu­bat 2022’de IPCC, doğ­ru­dan 3,6 mil­yar insanı tehlikeye sokacak olan kontrolsüz “zin­cir­le­me reaksi­yonları“nın meydana gelmesi teh­li­ke­si­ni gör­dü­ğü­nü açıkladı. Bu durum ulus­lararası enerji ve ham mad­de te­kellerinin hiç umurunda de­ğil. Daha fazla fo­sil ya­kıt çı­kar­mak­tan vazgeçme fikrini aklından bile ge­çir­mi­yor­lar. 2017 yı­lında sa­de­ce 100 süper-tekel, bütün dün­ya­nın sa­nayi sek­tör­lerinin yaptığı CO2 emis­yon­la­rı­nın yüzde 71’i­ne sebep olu­yordu.112 2008-2020 yıl­la­rı ara­sında kömür üre­timi yüz­de 16,6113, petrol üretimi yüz­de 4,1114 ve doğal gaz üretimi yüz­de 27115 oranında art­tırıldı.

Bilinçli olarak tetiklenen gıda ve açlık krizleri

Rusya ve Ukrayna birlikte ayçiçek yağının yüzde 64’ü­nü, buğ­dayın yüzde 23’ünü ve mısırın yüzde 18’ini üre­ti­yor ve bu­nunla dünya gıda ihracatının önemli bir bö­lü­mü­nü ger­çek­leştiriyorlar.116 Rusya’nın Ukrayna’ya sal­dı­rı­sı küresel çap­ta hayati öneme sahip gıda üre­ti­mi ve da­ğı­tı­mı­nı yok edip gasp ediyor. BM Gıda ve Ta­rım Örgütü FAO’­nun ve­ri­le­ri­ne göre sade­ce Nisan 2022 so­nunda ne­re­deyse 25 milyon ton buğday Rus ordusunun abluka ha­rekatları ve li­man­la­rın mayınlanması yü­zün­den Uk­ray­na’dan çı­ka­rı­la­mı­yor­du.117 Ayrıca hayati önem ta­şı­yan bu gı­danın birçok As­ya ve Af­rika ülkesine ih­racatını bü­yük ölçüde kı­sıt­layan em­per­yalist yaptırım po­li­tikası da ek­leniyor.

Bundan dolayı yayılan gıda krizi sıçramalı bir şekilde ge­niş çaplı ekonomik, politik ve sosyal sonuçlar getiren ulusötesi bir açlık krizine tırmanıyor. Gü­nü­müzde dün­ya ça­pında zaten 811 milyon insan açlık çe­ki­yor ve iki mil­yar insan yetersiz beslenmeden muz­da­rip.118 Şubat 2022’­den beri gıda fiyatları tüm dünyada fırlıyor.119 Te­mel gıda ürünle­rindeki kıtlaşmayı ken­di çıkarlarına göre en iyi şekilde istis­mar etmek isteyen AB tarım tekelleri ken­di tahıl üretimleri­nin ge­niş­le­til­me­si için sıkıştırıp gı­da fiyatlarını aşırı derecede arttı­rı­yor.

Bunun için çevre koruma uğruna tarım sek­tö­rü­ne ge­tirilen “ra­hatsız edici” yükümlülüklerin kalk­ması is­te­niyor. Mevcut Alman hü­kümetinin göreve baş­lama gün­le­rin­de çıkarılan koalisyon an­laş­ma­sın­da ilan et­tiği bi­yolojik çe­şitliliği koruma hedefleri kenara atıl­dı: en geç 2030 yı­lın­da tarım arazilerinin yüzde 25’i­nin or­ga­nik olarak iş­len­me­si, 2023’ten itibaren tarım ara­zi­le­ri­nin yüz­de dördünün na­da­sa bırakılması ve pes­ti­sit kul­la­nı­mı­nın ya­rıya indirilmesi v.s. sahneden çekildi120 Dünya ça­pın­da bir mil­yon­dan faz­la tü­rün tükenme teh­likesiyle kar­şı kar­şı­ya bu­lun­du­ğu göz önün­de bu­lun­du­rul­du­ğun­da du­ru­mun ne ka­dar yıkıcı ol­du­ğu belli olu­yor.

Doğal kaynakların yağmalanması

Dünya çapında 2021 yılında iki trilyon Dolardan faz­la­sı­na arttırılan silahlanma harcamaları121 ve özel­lik­le sa­va­şın ken­di­si, çevre krizinin çok önemli fak­tör­le­ri­dir. Sa­de­ce on bin­ler­ce insanın hayatının ve milyonlarca in­sa­nın ya­şam ko­şul­larının yok edilmesiyle kalmıyor; bi­yos­ferin tah­ri­bi de hız­landırılıyor, ham mad­de­ler is­raf edi­li­yor ve kü­re­sel ısın­ma da­ha da art­tı­­lı­yor. Sadece ABD si­lahlı kuv­vet­le­ri, or­ta öl­çek­li sanayi ül­ke­si İs­veç’­ten faz­la CO2 sa­lı­yor.122 Bu­na, as­keri üslerin ve as­ker sev­ki­yat­la­rının ne­den ol­du­ğu kay­nak is­rafı ve top­rak ve suyun kir­le­nip ıs­sız­laş­ma­sı da ek­len­me­li­dir.

Savaş bağlamında Ukrayna’da bölgesel çevre fe­la­ke­ti ge­li­şiyor. Donbas bölgesi, 248 maden, 177 teh­li­ke­li kim­ya te­sisi ve radyoaktif maddeler kullanan 113 te­sisten olu­şan 900 büyük sanayi tesisi ile dünyanın en kir­li ve ze­hir­li böl­ge­le­rin­den birisidir.123 Daha 2021 yı­lı­na kadar, bil­has­sa ma­den ocak­larının doldurulduğu su­yun bü­yük öl­çü­de yeraltı su­yuna bulaşması sonucu, yak­la­şık 3,4 mil­yon in­san te­miz su­ya erişemiyor.124 Ma­riu­pol’­de ve başka kent­lerdeki çe­lik fab­rikalarının bom­ba­lan­ması muazzam mik­tarda aşı­rı teh­li­keli zehirler ve ağır metal çevreye sa­çıl­dı. Böy­le­ce tüm böl­geler uzun sü­re yaşanmaz hale ge­le­bilir.

Ekolojik dünya krizinde emperyalist dünya sis­te­mi­nin çü­rümüşlüğü ve köhneleşmişliği tümüyle ortaya çık­mak­ta­dır. Kit­leler, işçi sınıfının önderliğinde gerçek sos­ya­liz­min pers­pek­tifiyle toplumu değiştiren bir çev­re mü­ca­de­lesi ver­mesi için, bu gelişimin tanınması ve bi­linç­lice özüm­senmesi belirleyicidir.

6.Oportünizmden sosyal-şovenizme geçiş

2022 yılı başından beri kitleleri emperyalist bir sa­va­şa ka­zanmak için bütün dünyada kamuoyunun psi­ko­lojik sa­vaşla manipülasyonu başladı.

Ulusötesi sosyal-şovenizm, Ukrayna Savaşının baş­la­ma­sıyla birlikte gece gündüz kamuoyuna etki ederek ye­ni bir boyut kazandı. Her emperyalist ülke, te­kel­leş­miş kit­le iletişim araçları yoluyla tam olarak başlatılan ve açık savaş kış­kır­tıcılığına kadar giden de­zen­for­mas­yon sa­va­şını da­ha da yoğunlaştırdı. Die Krise der bür­gerlichen Ideologie und des Opportunismus (“Burjuva İdeo­lo­ji­sinin ve Opor­tü­niz­min Krizi”) kitabı şunu ka­nıt­lı­yor:

Kriz dönemlerinde onların maliyeti ve yükü kitlelere yük­lendiğinde, burjuvazi devrimci gelişmelere karşı sa­vaş­tığında veya savaşa doğru gittiğinde ‒ kı­sa­ca­, çe­liş­ki­ler kes­kinleştiğinde, oportünizm yasallıkla sosyal-şo­ve­niz­me geçer. Onun kılavuz ilkesi, işçi sınıfının, bur­ju­va­zi­nin mil­li sınıf çıkarlarına tamamen tabi ol­ma­­nın pro­pa­gan­dasını yapmaktır.”125

Ukrayna Savaşından daha bir yıl önce, yani 19 Şubat 2021’­deki Münih Güvenlik Konferansı çerçevesinde ABD Baş­kanı Joe Biden, ABD’yi ve diğer emperyalist NATO ül­ke­le­rini sıkıştırıp “Ukrayna’nın egemenliği ve toprak bü­tün­­ğü­ne sa­hip çıkma­ya çağırdı.126 Burjuva ana­list­le­ri­nin ço­ğun­luğunun durumu olduğundan güzel gös­ter­me ça­ba­la­rı­nın aksine Joe Biden, Donald Trump’ın “Ön­ce Ame­rika” po­li­tikasından hiç vazgeç­medi; hatta Trump’ın po­li­ti­ka­sı­nı ABD’­nin üs­tün güç ol­ma iddiasının stra­tejisi ve taktiği ha­li­ne ge­le­cek şe­kil­de sis­temleştirdi. Bu politikanın özünü ört­bas et­mek ama­cıy­la, pro­jeyi şo­ve­nist ve sosyal-şo­ve­nist iki​yüz­lü­lük ile “batı de­mok­ra­si­le­rinin sa­vunulması” diye yut­tur­maya ça­lışıyor.

Bütün bunlar küçük-burjuva sosyal-şovenist dü­şün­ce tar­­nın yayılmasının yeni bir seviyeye ulaş­ma­sına ne­den ol­du: Buna göre uluslararası işçi sınıfı lüt­fen va­tan­se­verce dav­ranıp ken­di ülkesindeki em­per­ya­list sö­mürü ve sa­vaş kış­kır­tı­cı­lı­ğı­nı içten inanarak be­nim­seme nezaketini gös­ter­sin. Pro­le­ter sı­nıf çıkarlarını ger­çekleştirmeye ça­lış­mak, üçün­cü dün­ya sa­vaşı­nın ha­zır­lanmasına karşı aktif di­re­ni­şe ka­tıl­mak ve ulus­lara­rası sos­yalist devrimin ha­zır­lan­ma­sı­na yö­nel­mek ye­rine, işçi sı­nıfının “kötünün iyi­siy­le” ye­tin­mesi is­teniyor ki ya­ni Rus ve­ya Çin em­per­ya­liz­mi­ne karşı tavır alıp söz­de çok da­ha iyi olan ABD ve­ya batı Av­rupa em­per­ya­liz­mi­nin “de­mok­ra­si­si” ile yetinsin.

Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin de Ukrayna’ya sal­dır­madan uzun bir süre önce Rus halkı içinde küçük-bur­ju­va sosyal-şovenist düşünce tarzını körüklüyordu. Rus ile Uk­raynalıların tarihsel birliği hakkındaki ma­ka­le­sin­de mil­li­yetçi demagojiyi yayıyordu:

Rus, Ukrayna ve Beyaz Ruslar, hepsi eskiden Av­ru­pa’­nın en büyük devleti olan Rus hanedanlığının to­run­la­­dır.127

Putin böyle bir Büyük Rus şovenizmiyle yalnızca Uk­ray­na’­nın işgalini ideolojik olarak hazırlamakla kalmadı, ay­nı za­manda yeni fetih seferlerinin zeminini de ha­zır­lı­yor­du. An­cak içine düştüğü milliyetçi-etnik hezeyanla es­ki Kiev Knez­liği’nin özellikle Ukraynalı aşiretlerin feo­dal bir devlet ha­linde bir­leş­me­si olduğunu gör­me­mez­lik­ten geliyordu. Son­raki yüzyıllarda Rus Çarları Rus ol­ma­yan halk­ları ve böl­geleri impara­torluklarına zorla da­hil edi­yor ve Rus­ya’­yı bir halklar hapisha­nesine çe­vi­ri­yor­du.

Savaşan iki emperyalist taraftan birini sa­vu­nan her​kes, Le­nin’in emperyalist savaşların sebeplerine iliş­kin olarak ya­yılan ya­nıl­tıcı açıklamalar hakkında kesin biçimde be­lirt­tik­le­rini iyi­cene aklından geçirsin:

İlk askeri saldırıyı hangi grubun gerçekleştirdiğinin ya da hangi grubun önce savaş ilan ettiğinin, sosyalistlerin tak­tiği­nin belirlenmesinde hiçbir önemi yoktur. Ana­va­ta­nı savunma, düşman saldırısına karşı koyma, savunma sa­vaşı vs. söylem­leri halkı aldatmaktan başka bir şey de­ğil­dir.”128

ABD emperyalizminin propaganda mekanizması özel­lik­le 212 ülkede yayın yapan haber kanalı “CNN In­ter­na­tional” üzerinden 1 milyardan fazla insanı et­kilemeye ça­lı­şı­yor.129 Rus yeni emperyalistleri, “Russia Today” (RT) ve “Sput­nik” istasyonlarıyla, bir de “trol ordusu” ola­rak bi­li­nen “sosyal ağlarda” ya­yı­lan özel amaçlı me­saj­lar ara­cı­lı­ğıy­la 100’den fazla ülkede sal­dırı savaşını yü­cel­ti­yor­lar.130 RT’­nin sadece Latin Amerika’da ne­re­dey­se 30 mil­yon ta­kip­çi­si var. “Alman … bakış açıları131 özel­likle 32 dil­de ya­yın yapan “Deutsche Welle” is­tas­yo­nu yay­mak­ta­dır; dört kı­ta­da 289 milyon “kullanıcı bağ­lantısı”na sa­hip­tir.

Dünyanın dört köşesinden gelen medya muhabirleri, sa­bah­tan akşama kadar savaşın ortasından “canlı” yayın ya­pı­yor: Bombalanan evlerin ve perişan Uk­ray­nalı ço­çuk­la­rın deh­şet verici görüntüleri, Rus or­du­su­nun vah­şet­le­ri­ni gös­teren fotoğraflar, mağdurlarla rö­por­taj­lar ‒ bü­tün bun­lar, objektif bilgi alırız ve olay­la­rın çok ya­kı­nın­da­yız iz­lenimini veriyor. Fakat Ukrayna’nın as­keri ope­ras­yon­la­rı hak­kın­da ‒ askerlerin “kahramanca” di­re­ni­şini öven ha­ber­ler bir yana ‒ hiçbir bil­gi ak­ta­rıl­mı­yor.

Medya, yayınlarında öncelikle duyguları uyan­dır­ma­ya ça­lı­şıyor. Silah sevkiyatları bir çırpıda tam bir ahlak so­ru­nu­na, şefkat, empati ve dayanışmanın ifadesine ve al­ter­na­tif­siz bir şeye dönüştürüldü.

Almanya’da, haber ve tartışma programların ge­nel çap­ta m­ilitaristleştirilmesi yeni bir olguydu. Yüksek rüt­beli as­ker­ler, sanki normal bir şey­miş gibi her gün rö­por­taj ve­re­rek, halk kitleleri ile Alman emperyalizminin sa­vaş ro­ta­sı­na dair stratejik düşüncelerini pay­la­şı­yor­lar­dı. Bur­juva ba­sın sansürü haftalarca tüm muhalif, ile­rici ve­ya pa­sifist gö­rüşlerin temsilcilerini dışladı. On­lar hiç ko­nuşturulduğunda ise genelde “Putin dostu” ola­rak azar­lan­dı­lar. Tar­tışma programlarının su­nu­cu­la­­nın “eleş­ti­rel so­ru­lar”ı ço­ğunlukla sağ yönlüydü. Onlar ge­rek Vo­lo­di­mir Ze­lens­ki’­nin gerekse de onun Almanya Bü­yük​el­çi­si Mel­nik’in ­yük boyutlu silah sev­ki­yat­la­ dayatmak için at­mosferi kızıştıran kışkırtmalarını ka­muoyuna ço­ğun­luk­la eleş­ti­ri yapmaksızın ak­tardılar.

Sosyal-şovenist rotaya geçiş ile birlikte tüm re­for­mist par­ti­lerde kriz süreçleri gelişti. “Yeşiller” partisi da­ha 2021 yılı genel seçimi için çıkardığı programda “Av­ru­pa’­nın savaş bölgelerine yaptığı silah ihracatını dur­dur­ma” sö­zünü vermişti.132

Fakat “Yeşiller”in yeni hükümete girmesi, onlara Al­man­ya’­nın dış po­li­ti­kadaki strateji değişimine “şekil ver­me” gö­re­vini de bera­berinde getirdi. “Ye­şil­ler”den Anton Hof­rei­ter, daha önce partisinin “sol” kanadı­nın önde ge­len tem­sil­cilerinden biri bi­li­nirken, şimdi en büyük kış­kır­tı­cı­lar­dan biri ola­rak ortaya çık­tı. O, Rus yeni-em­per­ya­liz­mi­nin “vah­şi ve acımasız dav­ranışına cevap olarak, Al­man em­per­ya­liz­min­den “en acı­masız biçimli gerçekçi po­litika uy­gu­lan­ma­sı­nı talep et­ti.133 Es­ki nükleer ener­ji kar­şıtı134 Hof­rei­ter’in gerici prag­ma­tiz­mi, onu en kı­sa za­manda fren­siz sa­vaş kış­kırtıcısına dö­nüş­tür­dü.

“Yeşiller”in bu durumdan dürüstçe endişe duyan 89 üye­si, haklı olarak, ancak başarılı olmadan parti yö­ne­ti­mi­ni şöyle uyardılar: “Gerilim daha da artıınca ne ya­pa­cak­­nız …? O zaman NATO Rusya’ya karşı nükleer silah kul­lana­cak?135

Sol-reformist parti “Die Linke (“Sol Parti”), yeni-em­per­ya­list Rusya’yı yıllar bo­yun­ca olduğundan tehlikesiz gös­termesinin açık if­lası üzerine varoluşunu teh­li­ke­ye so­kan bir krize düştü. Parti içinde hükümetin si­lah­lan­ma prog­ra­mı konusundaki çelişkiler son derece kes­kin­leşti. “Sol Parti”nin bazı önde gelen temsilcileri hü­kü­me­tin si­lah­lanma progra­mını ‒ par­la­men­to grubunun ret oyu ver­me­sinin aksine ‒ gayretle destekledi.

Nitekim Thüringen eylalet başbakanı Bodo Ra­me­low (”Sol Parti”) 2 Mart 2022’de Gera’da düzenlenen bir ba­rış yü­rüyüşünde şunları söyledi: “Savaştayız Artık as­keri alan­da hareket etme zamanı gelmiştir.136 Ra­me­low, aynı za­man­da partisinin çok sayıda savaşa karşı olan üye­le­ri­ni sert bir şekilde eleştirdi: Sırf NATOyu kö­­le­mek hiçbir so­runu çözmüyor ki!137

Böylece “solcu” geçinen bir eyalet başbakanı, Alman em­per­yalizmine olan kayıtsız şartsız sadakatini gös­ter­miş olu­yor. Ay­nı Ramelow hiç utanmadan 14 Ocak 2019 ta­ri­hin­de çok sa­yıda medya mensubunun önünde KPD’nin138 ku­ru­cu or­tak­larından biri olan Karl Liebknecht’in mezarına çi­çek koy­du.139 Oysa günümüze dek Karl Liebknecht, bu­gün son de­rece güncel olan: “Bu sisteme ne bir adam ne bir ku­ruş!” şia­rıyla anılmaktadır.

Şovenizmin yayılması o kadar ileri gidiyor ki, sık sık sol-li­beral olarak tanınan medyada bile, faşizm va­him öl­çü­de önemsizleştiriliyor. Nitekim “Re­dak­tions­netz­werk Deutsch­land” adlı redaktör ağı, 20 Mayıs 2022 ta­ri­hin­de Uk­ray­na’­nın Almanya Büyükelçisi Andriy Melnik’la tam say­fa­lık röportaj yayınladı ve kendisine faşist Azak Ta­bu­ru’­nu tamamen tehlikesiz ve “ce­sur savaşçılar” di­ye öv­me fır­sa­tı­nı verdi.140 Unutulmayalım ki bu ta­bur, Hit­ler fa­şiz­mi­nin SS milisinin sem­bollerini kul­lan­mak­ta ve 2014’­ten be­ri Don­bas’taki in­san­la­ra iş­le­nen sa­vaş suç­la­rı­na ka­tıl­mak­ta­dır; bir de taburun ilk ku­man­da­nı And­riy Bileçki an­cak bir​kaç yıl ön­ce­si­ne ka­dar açık­ça fa­şist ve antisemit bir şe­kil­de “dünyanın be­yaz ırk­larının Sa­mi­lerin ön­der­li­ğin­de­ki alt insanlara kar­şı haç­lı se­fe­ri­nin” gerekli olduğunu141 sa­vun­muştu. Azak Ta­bu­ru’­nun baş​fi­nan­sö­rü, Ukrayna’nın ikin­ci büyük te­kel­ci ka­pi­ta­lis­ti ve oli­gar­İhor Ko­lo­moys­ki’dir; ay­nı adam Ze­lens­ki’­nin se­çil­me­sini de be­lir­le­yi­ci bir bi­çim­de des­tek­le­miş,142 hat­ta onun yükselişini ken­di­sine ait “1+1” adlı te­le­viz­yon ka­nalında sağlamıştı.

Finlandiya’nın NATO’ya üye olması, tartışma prog­ram­la­rında nakarat gi­bi meşru kı­lın­maya çalışılıyor: gerekçe ola­rak, Finlandiya’nın daha 1939/40 yıl­la­rında Sovyetler Bir­liği’ne karşı sözde kah­ramanca savaşmasının tarihi de öne sürülüyor. O za­manlar gerici Finlandiya hükümeti ‒ ne var ki faşizm yanlısı ve em­per­yalist hükümetler adı­na ‒, sosyalist Sovyetler Birliği için ke­sin­lik­le gerekli, Fin­landiya için ise avantajlı olan sınır dü­zelt­meleri ko­nu­sunda Sovyet­ler Birliği ile ciddi mü­zakereler kabul et­me­mişti. Bu, Hitler faşistlerinin ülkeyi istilasının yak­laş­ma­sı üzerine özellikle Le­nin­grad’ı ko­ru­mak­la ilgiliydi. Onun yerine Finlandiya, Rus sınır mu­ha­fız­larına sal­dır­dı. Sovyetler Birliği, aşırı gerici General Man­nerheim ta­ra­fından yönetilen Finlandiya ordusuna kar­şı kazandığı za­ferin ardından ülkeyi işgal etmekten vazgeçti. Fin­lan­di­ya hükümeti ise bunun için sadece bir yıl sonra Hit­ler’in Sov­yetler Birliğine karşı başlattığı faşist savaşa ka­tıl­ma­sıy­la “teşekkür etti”.

Sadece proleter sınıf görüş açısı, şovenist, sosyal-şo­ve­nist ve antikomünist argümanların gizli mak­sat­la­rı­nı an­la­ma­da ve doğru sonuçları çıkarmada yardımcı olan bir pu­su­ladır. Savaş uzadıkça, savaşa ve onun ge­niş­le­me­si­ne kar­şı tavırlar da artıyor: Mart 2022 or­ta­sında ya­pı­lan an­ket­ler­de Alman halkının yüzde 67’si Uk­rayna’ya si­lah gön­de­ril­me­sine Evet diyordu;143 3 Mayıs ta­rihinde ise an­ke­te ka­tı­lan­ların sadece yüzde 46’sı sal­dı­rı silah­larının gön­de­ril­me­sin­den yanaydı.144 NATO’yu ve Alman hü­kü­me­ti­nin sa­vaş po­litikasını eleştiren sesler ar­tıyor.

Egemenler, kitleleri emperyalist savaş için kalıcı bir şe­kil­de kazanamazlar! Onları, silah sevkiyatlarını red­det­me­k, “yar­dım yükümlülüğünü yerine getirmemek” ve Uk­rayna halkını Rus saldırganların diz­gin­siz vahşet­le­ri­ne terk etmek anlamına geldiği iddiasıyla dahi kazana­mı­yor­lar! Du­rum ne kadar karmaşık olursa olsun ‒ em­per­ya­list ulus­lar ve onların ittifakları arasındaki savaşlar hiç​bir za­man halk­lara yardım etmek ve dayanışma gös­ter­mek ama­cıy­la yü­rütülmemiştir! Her zaman kendi düş­man­larını yok et­mek ama­cıy­la yürütülmüştür. Buna tek bir alternatif var: Hem Uk­ray­na hem de Rusya’nın sö­mü­rü­len ve ezi­len­le­rinin ken­di hükümetlerine karşı dev­rim­ci mücadele yü­rüt­mesi. Le­nin, tam da Birinci Dünya Sa­va­şının ortasında, ulus­lar​ara­sı iş­çi sı­nıfına, opor­tü­nist­le­re ve sosyal şö­ve­nist­le­re kar­şı ideo­lo­jik mücadeleye iliş­kin şu tavsiyede bu­lun­du:

Burjuvalar ve işçi hareketindeki taklitçileri … genelde so­ru­nu bu şekilde ortaya atıyorlar: Ya ülke savunma gö­re­vi­mi­zi esas olarak tanırız ya da ülkemizi sa­vun­ma­sız bı­ra­­rız. Bu sorunun böyle ortaya atılması ta­ma­men yan­lış­tır. Ger­çek sorun şudur: Ya emperyalist bur­ju­va­zi­nin çı­kar­la­rı uğ­runa kendimizi katlettireceğiz ya da sö­­­len­le­rin ço­ğun­luğunu ve kendimizi sistematik bir şe­kil­de, … sa­vaşları ge­nel çapta sonlandırmaya ha­zır­la­ya­ca­ğız.145

7.

7. Emperyalist dünya düzeninin hızlanan istikrarsızlaşmasında
yeni safha

Emperyalist dünya düzeninin hızlanan istikrarsızlaşması


2022 yılında İkinci Dünya Savaşının sona er­me­sinden son­ra ilk defa emperyalist güçler ve güç blokları ara­sın­da­ki durum di­rekt bir askeri çatışmaya tırmandı. Bu olay, aşa­ğı yukarı yetmiş yıl­ de­vam eden emperyalist ba­rış dö­ne­mine son vermiş oldu. Bu­güne kadar el­bette em­per­yalist ül­kelerin orduları ta­ra­fın­dan istila veya ve­ka­let sa­vaş­la­rı mey­dana gelmiştir. Ancak bu savaşlar, ne ka­dar çok vah­şet, ne kadar çok insan hayatının, üretim te­si­sinin ve ya­şam alanının yok edilmesi yaşandıysa da, sa­dece sı­nırlı ve dün­ya si­yaseti açısından tali bir rol oy­na­dılar.

Ukrayna Savaşı ve üçüncü dünya savaşının akut teh­li­ke­siy­le birlikte Kapitalizmin Genel Bunalımı çer­çe­ve­sin­de em­per­yalist dünya düzeninin hızlanan is­tik­rar­sız­laş­ma­sın­da yeni safha ortaya çıkmıştır. Bu du­rum dev­rim­ci bir dün­ya bunalımının tohumunu eki­yor. Böy­le­likle em­per­ya­liz­min genel bunalımlılığı ye­ni bir ni­telik ka­za­nı­yor. Emperyalist dün­ya düze­ninin tüm te­mel çelişkileri sıç­ramalı bir şe­kilde şiddetleniyor.

Açık dünya bunalımı

Ukrayna çatışması ile açık bir siyasi, ekonomik, eko­lo­jik ve askeri dünya bunalımı patlak verdi. Bu ye­ni baş­lan­gıç du­rumu devrimci sınıf mü­ca­de­le­sin­de­ki gö­rev­le­ri birden­bi­re değiştirdi.

1. Açık dünya bunalımı kendini siyasi bakımdan o dö­ne­me ka­darki çok kutuplu olan sistemin artık ev­ren­sel çapta kontrolsüz aksaklıklaraşmesinde gös­te­ri­yor. Bu, şu anki em­peryalist dünya düzenini ve ku­rum­la­rı­nı temelden sarsmaktadır. Devletler hukuku, in­san hakları ve ulus­lararası çapta geçerli si­lah­sız­lan­ma an­laş­ma­la­rı­nın bü­yük çabalar sonucu kabul edilen hü­küm­leri bir­denbire, üze­rine ya­zıldığı kağıttan bile de­ğer­siz olmuştu. BM, NA­TO ve­ya AB gibi ulus­lararası ör­güt­ler bir dizi ül­ke­nin ulu­sal çı­karları arasında patlak ve­ren antagonizmadan146 do­la­yı az çok açık krizlere gir­diler. Nitekim BM’de 193 üye ül­ke­sin­den 53’ü 24 Mart 2022 ta­ri­hli Genel Ku­ru­lun, Rus­ya’­yı Uk­ray­na’daki as­keri ha­rekatlarına der­hal son ver­me­ye ça­ğı­ran bir öner­ge­sine onay ver­medi.147 Tam da gü­nü­müze ka­dar kü­re­sel çap­ta ha­la 1 nu­maralı sa­vaş te­tik­çi­si olan ABD, felç­li BM’­nin ye­ri­ne, (ABD’nin egemen ol­du­ğu) bir “De­mok­rasiler It­ti­fakının ku­rulmasını öner­di.

2. Ekonomik alanda 2018 yılında başlayan ve bu ara­da da­ha da derinleşen dünya ekonomik ve mali krizi te­me­lin­de uluslararası üretimin yeniden ör­güt­len­me­sinde açık bir kriz oluştu.

3. Açık dünya ticareti tehlikeye girmiştir. Bir ticaret sa­va­şı patlak verdi ve Rusya’ya karşı yaptırımlar, az çok tüm em­peryalist ülkelerin ya doğrudan ya dolaylı ola­rak so­kul­du­ğu bir dünya ekonomik savaşına tırmandı.

4. Yeni durumdaki nitel sıçrama kendini, ekolojik ba­kım­dan, sözüm ona güvenlik politi­kasının açık bir şe­kil­de bugüne kadar uy­gulanan çevre poli­ti­ka­sın­dan ön pla­na çıkarılmasında gös­teriyor. Bu yönelim, em­per­ya­list sa­vaş ile birlikte küresel çev­re felaketine ge­çi­şin tüm bi­le­şenlerini dramatik bir şe­kilde arttırıyor.

5. Askeri dünya krizi, uluslararası diplomasiyi ve ken­di etkililiğinin önşartları olan pasifizmi ve em­per­ya­list ba­rı­şı boşa çı­karıyor. Onun yerine neredeyse tüm em­per­ya­list­lerin az çok açık ve aktif bir şekilde üçün­cü dünya sa­vaşını hazırlaması geçiyor.

6. Bu bir dizi ülkede devlet aygıtlarının fa­şist­leş­ti­ril­me­sinden faşizme geçişe kadar uzanan vahim bir sağ­cı­laş­ma ile bağlantılıdır.

7. Onyıllardan sonra ilk defa hem Rusya hem de ABD/​NA­TO nük­leer bir savaşı aktif bir şekilde ha­zır­­yor­lar; bu konuyu maksatla tartışmaya açıyorlar ve teh­li­keleri so­ğukkanlılıkla göze alıyorlar.

8. Dünya savaşının aktif hazırlıklanmasına geçiş, Al­man­ya’da da hem Alman mali-sermayesi içinde hem de ­­met ve bur­juva partileri içinde toplumsal çe­liş­ki­leri şid­det­len­dirmektedir. Ayrıca halk kit­le­le­ri­nin hü­kü­mete ve bur­juva partilerine güveninin düş­tü­ğü kriz de derinleşi­yor.

9. Burjuva ideolojisinin krizi özellikle temel oluş­tu­ran ha­yati ya­lan­la­rının açık krizi olarak de­rin­le­şi­yor. “Ba­rış he­def­li dış politika”, “ticaretle değişim” ya da em­per­ya­list ekolojizmin sayısız varyantları gibi hayati ya­lan­lar bu­güne kadar değiştirilemez sayılırdı. Alman hü­kü­me­ti­nin vadedilen “sosyo-ekolojik transformasyon” gi­bi ye­ni ge­liş­tir­diği hayati yalanlar, yaratıldıktan kısa bir sü­re son­ra yıpranmış durumda.

10. Bugüne kadar çıkan krizler birbirlerini şid­det­len­di­ri­yor: dünya ekonomik ve mali krizi, yeniden-üre­tim sü­re­cin­de­ki farklı yapısal krizler, borç krizi, kü­re­sel çev­re fe­la­ke­ti­ne geçişin hızlanması, burjuva mül­te­ci po­li­ti­ka­sının ve bur­juva aile düzeninin krizi, sa­yısı git­tikçe ar­tan ül­ke­ler­de­ki açlık krizleri, müthiş ölçülerde ar­tan enf­las­yon ve­ya dün­ya çapındaki sosyal krizler. On­lar, dün­ya­nın çoğu ül­ke­sini kapsayan uluslararası top­lum­sal kriz eği­li­mi ha­linde yo­ğun­laşıyor.

11. Çağımızın kapitalizm ve sosyalizm arasındaki temel çe­lişkisi, uluslararası çapta doğrudan çözülmesini zor­la­mak­ta­dır. Bu, asıl anlamdaki sınıf mücadelesine ge­çi­şin nes­nel temelidir.

Lenin devrimci bir durumun genel özellikleri hakkında şun­ları yazdı:

Şu üç ana özelliğe işaret edersek, kesinlikle yanlış yap­mış ol­mayız: 1) Egemen sınıflar için, egemenliklerini de­ğiş­me­yen bir biçimde sürdürmek olanaksız olmuştur; üst ta­ba­ka­la­rın şu ya da bu krizi, egemen sınıfın po­li­ti­ka­­nın krizi öy­le bir çatlağa yol açar ki ezi­len sınıfların hoş­nut­suzluğu ve öfkesi onu yararak hızla ilerliyor. Bir dev­ri­min ger­çek­leş­mesi için, genellikle ‘alt tabakaların’ artık es­ki­si gibi ya­şa­mak is­te­me­me­si yetmez, aynı zamanda ‘üst ta­bakaların ar­tık eskisi gibi yşa­mamaları da ge­re­kir. 2) Ezilen sı­nıf­la­rın yoksulluk ve se­fa­letinin alışılmış öl­çü­le­rin üzerine çık­mış­tır. 3) Kitlelerin hareketlenmesi önem­li öl­çü­de artıyor; on­lar barışçıl­nem­lerde soyup so­ğana çev­ril­melerine ses­siz­ce katlanırken, fırtınalı bir dö­nemde kriz ko­şulları sa­ye­sin­de, fa­kat aynı zamanda biz­zat üst ta­ba­ka­lar ta­ra­fın­dan ba­ğımsız ta­rihsel ey­le­me zor­la­nı­yor­lar.”148

Devrimci olmayan durum aşamasından akut devrimci du­rum aşamasına geçişe öncülük eden, özellikle nesnel fak­tör­lerdir. Öznel faktörün nesnel faktör ile uyuşması bir­den­bire gerçekleşmez; bu gelişme, ancak krizi ha­fif­let­me amaç­lı tedbirlerden ve kamuoyunun manipüle edil­me­sin­den dolayı az çok uzun süren ve önce siyasi yön­lü olan, son­ra da dev­rim­ci hal alan bir mayalanma sü­reci olarak mey­dana ge­lir. Devrimci bir dün­ya bu­na­lı­mı­nın ge­liş­me­si bü­yük öl­çüde ulus­lar​ara­sı sa­nayi pro­le­tar­yasının sı­nıf bi­lin­ci­nin gelişmesine bağ­lı­dır. Sanayi pro­letaryası, mü­ca­de­le­le­ri­ni uluslararası dü­zey­de ko­or­di­ne edip dev­rim­ci­leş­tir­me ye­teneğini ka­zan­ma­lı­ ve halk kit­le­le­ri­nin aktif di­re­ni­şi­ne öncülük etmelidir. Bu sü­re­cin azimli, de­rin dü­şün­ce­li ve is­tikrarlı bir şe­kilde ger­çek­leşmesinin belirleyici fak­törü tüm top­lu­mu et­ki­lye­bi­len marksist-leninist par­ti­le­rin oluşması ve güç­len­me­si­dir.

Yine de devrimci uyanıklık, kitlelerin düşük bi­linçli ke­sim­leri arasında gerici ve hatta faşist bir ta­ba­nın ge­li­şe­bil­me­sini da hesaba katmalıdır. Bundan, ideo­lo­jik alan­da ge­ri­ci antikomünizm ile geleceğe yön verici bi­lim­sel sos­ya­lizm arasındaki çelişkinin doruğa tır­man­mış­lığı belli olu­yor.

Ukrayna’daki emperyalist savaşın somut gi­di­şatını hiç​kim­se kestiremez. Ama savaşın, savaşan taraflarca bi­linç­lice şiddetlendirilmesi, bir de kendi öz di­na­mi­ği, as­ke­ri çatışmanın üçüncü bir dünya savaşına geç­me­si yo­lun­dadır. Bunun altında geçmişte Clausewitz’in keş­fet­ti­ği bir yasa yatıyor:

Savaş bir şiddet hareketidir ve şiddet kullanılmasının her­hangi sınırı yoktur. Her tarafın diğerine iradesini zor­la kabul ettirmek ister; bundan da bir etkileşim doğar ki, kav­ramın içeriğine uygun olarak, çatışmayı ka­çı­nıl­maz­lık­la aşırıya kadar tırmandırır.”149

Emperyalist dünya düzeninin artan hızla is­tik­rar­sız­laş­tı­ğı bu aşamada, esas olarak sadece iki seçenek var: üçün­cü bir dünya savaşının patlak vermesi ya da ulus­larara­sı sos­ya­list devrimin gerçekleşmesi.

Bu değerlendirme, toplumsal gelişimin yasalarına göre ya­pılmıştır ve kamuoyunun yönlendirilmesinde bu ge­liş­me­nin keskinliğinin durmadan hafifsenmesini eleş­ti­ri­yor. Bu aşama­nın, kitlelerin di­re­ni­şin­den, em­per­ya­list­ler arasın­daki çe­liş­ki­ler­den ve­ya sa­va­şan ta­raf­la­rın birinin teslim olmasından do­layı dur­du­rul­ma­ da müm­kündür. Ancak o du­rum­da bile Uk­ray­na Sa­va­şın­dan ön­ceki döneme basit bir geri dö­nüş ol­ma­ya­cak­tır. An­cak bu aşama devam ettikçe, ulus­lar​arası sos­ya­list dev­ri­min stra­teji ve taktiği üçün­cü dün­ya sa­vaşının akut teh­li­ke­si­ne karşı yönelmelidir. Bu stra­teji ve taktik, dev­rim­ci ol­ma­yan durum aşamasından dev­rimci du­rum aşa­ma­sına ge­çişi dünya çapında hız­lan­dır­mayı he­def koy­ma­lı­dır. Em­peryalist hükümetlerin üçün­cü dünya sa­va­şını ak­tif bir şekilde hazırlamaları, çev­renin artan hızla yok edil­me­si ve kriz ile savaş yük­le­ri­nin kit­lelere yük­lenmesi, hal­kı em­per­yalist dünya dü­zeni ile git­tikçe açık çe­liş­ki­ye ite­cek ve mü­ca­de­le­le­ri­nin ge­liş­me­sine yol aça­caktır.

Dünyadaki tüm marksist-leninistler emperyalist dünya dü­zeninin açık krizini uluslararası sanayi proletaryasını ve ge­niş kitleleri devrimcileştirmek amacıyla kullanmak için el­lerinden gelen her şeyi yapmalıdır.

8.Üçüncü dünya savaşına karşı aktif direniş

Kuşkusuz ki işçi sınıfının ve geniş kitlelerin bilinci, ör­güt­lülüğü ve mü­ca­dele tecrübeleri günümüzde henüz em­per­yalist dünya düzeninin artan hızla is­tik­rar­sız­laş­ma­sına ayak uyduramamıştır. Emperyalist çekirdek ül­ke­ler, ulus­la­ra­rasılaşmış ve ülkelerin çoğunda temel yö­net­me yöntemi ola­rak kullanılan küçük-burjuva dü­şünce tar­zı sistemi ne­de­niyle kendi kriz yönetim­leri, ro­ta­sın­dan saptırma, ör­güt­süz­leştirme ve moral bozma ham­le­le­ri için hala önemli öl­çü­de maddi kay­naklara sahip. Ay­nı zamanda devrimci par­ti­lerin ve on­ların uluslararası iş​bir­liğinin za­yıflıklarından ya­rarla­nı­yor­lar.

Emperyalist savaşa karşı aktif direnişin ge­rek­li­li­ği ve ge­lişmesi hakkındaki bilinçlendirici çalışmalar ve bu di­re­ni­şin örgütlenmsi, uluslararası sosyalist devrimin ha­zır­lanma­sı ve gerçekleştirilmesi yolunda nesnel ve öz­nel fak­törün uyuşmasını sağlamanın önünü açı­yor.

Aktif direniş, yeni bir barış hareketinin inşasının bir par­çasıdır. Onun çekirdeği, sanayi proletaryasının ön­der­li­ğinde emperyalizme, faşizme ve savaşa karşı mü­ca­de­le eden bir­leşik cephe olmalı.

Yeni barış hareketi, Almanya’da 8 Mayıs 2022 ta­ri­hin­de dü­zenlenen ve 1500 kişiyle Essen’den Gel­sen­kir­chen’e ya­pı­lan bir gösteri yürüyüşü ve miting ile ilk defa et­ki bı­ra­kan bir şekilde sahneye çıkmış oldu. Çe­kir­de­ği “In­ter­na­tio­nalistisches Bündnis” [Enternasyonalist İt­ti­fak] ta­ra­fın­dan oluşan 24 ör­güt ve birçok birey, gösteri yü­rü­yü­şü­ne ve mitinge çağırmışlardı. Yeni barış ha­re­ke­ti­nin in­şa­sı, eski ba­rış ha­reketinin tüm dürüst güçleriyle iş​bir­li­ğin­de bu­lun­ma­yı da kapsar.

Uluslararası sanayi proletaryasının dünya çapındaki mücadele tecrübeleri

Avrupa’da ilk aylarda özellikle Yunan ve İtalyan iş­çi­ler em­peryalist savaşa karşı mücadeleye cesurca ön­cü­lük et­ti­ler. İtalya’da daha 14 Mart 2022’de Pisa’da Ga­li­leo Ga­li­lei ha­valimanı işçileri, sendikaları Unione Sin­da­ca­le di Ba­se (USB) ile Ukrayna’ya gönderilen “insani yar­dım” olarak ka­muf­le edilen bir askeri hava kargosunu yük­le­meyi red­de­de­rek başarılı çıktılar.

Bunu 6 Nisan 2022’de Yunanistan’ın 70 şehrinde gerici hü­kümete ve NATO’nun savaşa dahil olmasına karşı ya­pı­lan genel grev takip etti. Pire limanındaki tüm faa­li­yet­ler dur­du­ruldu. Ülkenin önemli büyük fabrikalarında, li­man­la­rın­da, toplu taşıma ağlarında ve mağaza ve mar­ket zin­cir­le­rinde kit­le­sel gösteri yürüyüşleri ve grevler dü­zenlendi. Alek­sand­ru­po­lis’in (Dedeağaç) liman işçileri, Uk­rayna Sa­va­şı için gönderilecek ağır silahları ge­mi­ler­den tren va­gon­la­rı­na yük­lemeyi reddetti.

20 Mayıs 2022 tarihinde İtalyan taban sendikaları Bo­log­na’­da “Savaştan çıkılsın, maaşlar ve sosyal har­ca­ma­lar yük­sel­tilsin!” sloganı altında bir genel grev örgütledi. Ay­nı za­man­da 20’den fazla şehirde NATO üslerinin önün­de ey­lem­ler yapıldı.150

Ne var ki bu mücadeleler sık sık birbirinden kopuk ka­lıp, or­taklaşa hazırlanan bir mücadele prog­ra­­na sa­hip de­ğil­ler. Gerekli aktif direniş, ülke sı­nır­la­­nı aşan an­tiem­per­ya­list ve antifaşist işbirliğini ve ko­or­di­nas­yonu ge­rek­ti­ri­yor.

Pasifist hayallerin aşılmasının gerekliliği

Almanya’da halk kitlesinde genel barış arzusu ve an­ti­fa­şist bilinç kök salmış durumdadır. Ukrayna Sa­va­şı baş­la­dık­tan hemen sonra Almanya’da yaklaşık 835.000 in­san ba­rış için gösteri yaptı. Ne var ki emperyalist sa­va­şa ve tüm sa­vaş kışkırtıcılarına karşı aktif direnişe ha­zır ol­mak ge­rekiyor. Bunun için barışsever insanlar, üçün­cü dün­ya sa­vaşının akut tehlikesi konusunda yay­gın olan kü­çüm­se­me eğilimini ve her türlü pasifist ha­ya­li aş­mak zo­run­da­dır.

Revizyonist güçler, hala 1990/91 öncesindeki bü­rok­ra­tik-kapitalist SSCB’nin ardından üzülüyor; durumun şu an­ki tır­ma­nışından tek taraflılıkla emperyalist NA­TO’­yu so­rum­lu tutu­yorlar, Putin’in gerekçelerini hiçbir eleş­tiri yap­ma­dan benimsiyor­lar veya pasifist hayaller ya­yı­yor­lar. Re­viz­yonist “Rusya Komünistleri” (KPKR) par­ti­si şu açık­la­ma­da bulundu:

Vatanımızın komünistleri ve yurtseverleri olarak Uk­ray­na’­da özel harekat yürütme kararını destekli­yoruz.”151

Rus yeni-emperyalizmi önünde ne kadar utandırıcı bir diz çök­me! Vla­dimir Putin, Lenin ve Stalin gibi ko­mü­nist­le­rin yü­zü­ne tükürüp onları Ukrayna’nın kendi kaderini ta­yin et­me hak­kını tanıma­larıyla suçlamamış mıydı?152

SDAJ153 Başkanı Andrea Hornung, Rusya’yı ‒ DKP yö­ne­ti­mi­nin aksine ‒ emperyalist bir ülke olarak gör­düğü hal­de şu uyarıda bulunuyor:

Rusya ile NATO’nun aynı derecede saldırgan ol­duk­la­­nı iddia eden, eşit mesafe tutan her türlü görüşten uzak dur­ma­lı­yız.154

Somut durumun somut tahlili ne kadar iyi ayrım yap­ma tutumunu gerektirirse de, tutumun her şeyden ön­ce net olmasını ge­rek­tirir. İddia edilen “eşit mesafe tut­ma”­ya karşı uyarı ‒ Andrea Hornung’un yaptığı gibi ‒ Rus­ya’­yı “daha iyi emperyalist” diye beğendirmeye kadar git­me­melidir:

Fakat Rusya, NATO karşısında savunma du­ru­mun­da­dır ve biz marksist olarak bunu göz ardı edemeyiz.155

Savaşta saldırı ve savunma, birbirinden ayrılamaz iki ha­re­ket biçimidir. Bir savaş, sadece savunma amaçlı ol­du­ğu id­di­asıyla mı adil oluyor? Kim ki bir emperyaliste, şu anda “sa­vunma durumunda” ol­du­ğu gerekçesiyle sa­hip çıksa, em­per­ya­liz­min ve em­peryalist savaşın sınıfsal ni­teliğini in­kar eder. Bu tu­tum, duruma göre, ya şu ya bu em­per­ya­lis­tin sa­vunulmasına yol açar ve böylece sos­yal-şo­ve­nist bir tu­tuma düşer.

Şüphesiz ki, uzun yıllar önce SPD, sonra da “Sol” par­ti baş­kanlığını ya­pan Oskar Lafontaine, şu anki em­per­ya­list sa­vaş hakkında yaptığı gerçekçi analizle etki bırakı­yor; bu sa­va­şın kesin karşıtlarından biridir. Fakat o, ay­nı za­man­da emperyalizmin savaş yapmadan var ola­bi­le­ce­ği ha­ya­lini yayıyor. Örneğin 17 Mart 2022de “Sol” par­ti­sin­den çı­kı­şı için Barış politikası ilkelerini artık ‘Sol’ par­ti­sin­de da­hi or­ta­dan kaldırıldı ge­rek­çesini ver­di.156

Ne var ki bu “barış politikası ilkeleri*, emperyalist güç­ler ara­sında “farklı çıkarların dengelenmesi* yoluyla ger­çek­le­şe­bi­le­ceği sanılan emperyalist barışa ilişkin kü­çük-bur­ju­va pa­sifist hayallerden başka bir şey de­ğil­di. Ül­ke­le­rin eşit­siz ge­lişmesi emperyalizmin özel­lik­le­rin­den biri ol­du­ğun­dan do­layı, çokça övülen çıkar den­ge­lenmesi ya­sal­lık­la be­lirli bir nok­ta­dan sonra artık iş­le­mez duruma gelir. Bu du­rumda em­per­ya­list güçlerin dün­ya egemenliği elde et­me mü­ca­de­le­si de em­peryalist sa­vaş çerçevesinde şid­det yön­tem­le­riy­le de­vam ede­cek­tir. Her kim ki em­per­ya­list sa­vaş­ları or­tadan kal­dır­mak is­tiyorsa, on­ların ya­sal ne­den­le­ri­ni or­tadan kal­dır­ma­ya ve emperyalizmi yen­me­ye ha­zır ol­ma­lıdır.

Günümüzde, emperyalist dünya düzenindeki de­ği­şik­lik­leri derinden anlamak için aktif proleter di­re­ni­şin önem­li siyasi ve ideolojik temellerini bilmek şarttır. Ak­ti­vist­ler, bir dizi yeni-emperyalist ülke ortaya çıktığını ve ideo­lojik alanda küçük-burjuva sosyal-şovenist, kü­çük-burjuva antikomünist ve küçük-bıırjuva opor­­nist dü­şünce tarzından etkilenemez olmak ge­rek­tiğini an­la­ma­lı­dır­lar.

Aktif direnişin strateji ve taktiği

Dünya savaşı tehlikesine karşı aktif di­re­ni­şin strateji ve tak­tiğinin hedefi, uluslararası işçi sınıfının stra­te­jik sa­vunma durumundan stra­te­jik atılıma geçip sos­yalist dev­rime kadar ilerlemesidir. Bu strateji ve tak­tik ilk defa Rus­ya’da 1917 yılında Ekim Devrimi’nde ba­şa­rıyla ger­çek­leş­tirilmiştir. Ak­tif direniş, marksist-le­ni­nist­lerin kit­le­leri doğ­rudan ha­re­ke­te geçirip ön­der­lik et­me ye­te­ne­ği­ni da­ha yüksek düzeyde ge­liş­tirmesini ge­rek­tiriyor.

Aktif direniş ile protestolar arasında nitel bir fark var. MLPD’­nin programında şöyle yazıyor:

Aktif halk direnişinin geliştirilmesi … tekellere ve dev­le­te karşı mücadeleci kitle eylemleridir.”157

Aktif direniş sistematik bir şekilde teşvik edilip ge­liş­ti­ril­melidir:

Halk kitlelerine aktif direnişe geçişi kolaylaştırmak için, fabrikalarda ve mahallelerde onların bilinç dü­ze­yi­ne uy­gun direniş eylemleri örgütlenmeli, eylem birliği güç­len­di­ril­meli ve direniş grupları kurulmalıdır.”158

Aktif di­re­niş sadece bilinçlendirici çalışmalarla bir­lik­te ge­lişebilir:

  • Savaşa karşı çıkmak, korku, hoş­nut­suz­luk, ahlaki öf­ke, ha­reketsizlik ve pasiflikten, pratik faa­li­yete iler­le­me­li.

  • İçinden geldiği gibi haksız savaşı kınamaktan, em­per­ya­list dünya düzeninin yasallıkla savaş doğurduğu an­la­yı­şı­na ilerlemeli.

  • Küçük-burjuva düşünce tarzı sisteminin tertip ettiği ro­ta­sın­dan sap­tır­ma, örgütsüzleştirme ve moral boz­ma ham­le­le­rin­den et­kilenmekten, pro­leter sınıf tav­­na iler­le­me­li.

  • Salt direniş eylemleriyle kalmaktan, atılımcı mü­ca­de­le bi­çim­le­rine iler­lemeli.

  • Ka­muoyu­nun psikolojik savaş hazırlanması ve uy­gu­lan­ma­sı yoluyla manipüle edilmesi ile başa çık­mak­tan, savaşın toplumsal nedenleri hakkında ak­tif ay­dın­lat­ma ve bi­linç­lendirme çalışmalarına iler­le­meli.

  • Antikomünizmle başa çıkmakla kalmaktan, “An­ti­ko­mü­niz­me Fır­sat Verme!” hareketine aktif olarak ka­tıl­ma­ya iler­lemeli.

  • İçinden geldiği gibi savaşa karşı faaliyetlerle ye­tin­mek­ten, ak­tif di­re­niş ve sosyalizm mücadelesinde ör­güt­len­me­ye iler­lemeli.

Bu durumun marksist-leninistlerin yardımıyla tanınıp bi­linç­li özümsenmesi, işçi sınıfının ve geniş kitlelerin pra­tik­te kazandığı ­cadele tec­rü­belere bağlıdır. Halk kit­le­le­ri, kriz ve sa­vaş yükle­rinin müthiş bir öl­çü­de kit­le­le­rin sır­­na yük­len­me­si, ordu birliklerinin sa­vaş ha­rekat­la­rı­na gön­de­rilmesi, ye­dek askerlerin or­du­ya çağ­rıl­ma­sı, de­mok­ra­tik hak ve öz­gür­lüklerin as­kı­ya alın­ma­sı vb. ön­lem­leri ya­şayıp tecrübe ka­za­na­cak­lar.

Gençler arasında antimilitarist mücadele özel önem ka­zanıyor. Bu mücadele, Alman ordusu Bundeswehr’in okul­lardaki pro­pa­gan­dası, bilimsel araştırmanın ve üni­ver­si­te eğitiminin mi­li­ta­rist­leşmesi vb. uygulamalara yö­ne­lik pra­tik aktivitelerini, kendi etüd ve öğ­retim ça­lış­ma­la­rıy­la birleştiriyor. Militarist pro­pa­gan­da­nın, ırkçı et­nik de­ma­go­jinin ve faşist ideolojinin etki ka­zan­masına kar­şı ise ­şün­ce tarzı için mü­ca­de­le vermek esas­tır.

Mücadeleci kadın hareketi önünde hiç de kolay ol­ma­yan bir görev duruyor: kadınların ço­ğun­lu­ğu­nu em­per­ya­list savaşa karşı birleştirmek ve işçi ha­re­ke­ti ile ak­tif halk di­renişinin birbiriyle bağlanmasında belirlexyici hal­ka ola­rak ça­lış­mak.

Aktif direniş, kitlelerin sosyal kazanımlarını koruma ve ge­nişletme mücadelesi, savaş ve kriz yüklerinin hal­kın sır­tı­na yüklenmesine karşı mücadele ve de­mok­ra­tik hak ve öz­gürlükler mücadelesi ile sıkı bağ­lan­tı ku­ru­yor.

Günümüzde gerekli olan aktif direnişin önemli amaç­la­rın­dan biri özellikle de Uk­ray­na’­nın işçi sınıfı ve ge­niş kit­le­le­riy­le sarsılmaz da­ya­nış­ma göstermektir. Bu­gün Rus­ya’­nın em­per­ya­list saldırı­sına karşı verdikleri mü­ca­de­le­de, ay­nı za­man­da NATO ve AB adına belaya gir­mesi is­ten­diği için halk ola­rak çok kanlı bedel ödü­yor­lar.

Aktif direniş için net talepler içeren bir program ge­rek­lidir:

Üçüncü dünya savaşı hazırlıklarına karşı aktif direniş!

Rusya saldırısına derhal son versin, Ukrayna’daki tüm Rus birlikleri geri çekilsin!

Rusya tüm savaş hasarları için tazminat ödemeli, in­san hak­ları ihlalleri ödün verilmeden cezalandırılmalı!

Ukrayna, askeri tarafsızlığa geçmeli, Ukrayna-Rusya sınırın­da askerden arındırılmış bölge yaratılmalı!

Tüm NATO birlikleri ve Doğu Avrupa’da yerleştirilen silahlar geri çekilmeli!

NATO ve diğer savaş ittifaklarının yanı sıra KGAÖ159 gibi kar­şı-devrimci müdahale kuvvetleri dağıtılsın!

Haksız sa­vaş­la­ra silah sevkiyatı ve lojistik destek yapılmasın!

Antiemperyalist kurtuluş hareketlerine karşı uygu­lanan si­lah ambargoları kaldırılmalı!

Nükleer silahların ilk kullanımından bağlayıcı bir şekilde vaz​geçilmeli ‒ tüm nükleer, biyolojik ve kimyasal silahlar ya­saklanmalı ve imha edilmeli!

Bundeswehr ordusunun silahlanma planları geri çekilsin ‒ 100 mil­yar Euroluk “Özel Fon” feshedilmeli!

Tüm Alman askerleri yurt dışından geri çekilsin!

Kriz ve savaşın yükleri kitlelerin sırtına yüklenmesin! Üc­ret ve maaş­lara ek zam için mücadele!

Çevrenin korunması için acil ve etkili tedbir alın­ma­lı! Çev­reyi emperyalist kâr ekonomisinden ve sa­vaştan kurtarın!

Aktif direniş için geniş demokrasi, partilerüstülük, an­ti-fa­şist ve enternasyonalist temelde ideolojik açık­lık, de­mok­ratik bir tartışma kültürü ve mali ba­ğım­sız­lık gibi eşit haklarda işbirliği prensipleri vaz​ge­çil­mez­dir.

Emperyalist güçlere ve bloklara karşı aktif direniş, em­per­yalizmden üstün güç olma perspektifiyle ge­liş­ti­ri­lip ör­gütlenmelidir. Gelinen noktada öncelikle ele alın­ma­sı ge­reken görev, dünya çapında, ICOR41 ile ILPS’nin160 or­tak çağ­rı­sın­da ön­gö­rüldüğü gibi,161 antifa­şist ve an­ti­em­per­ya­list birleşik cepheyi ge­liş­ti­rip güç­len­dir­mek­tir.

Devrimci dünya örgütü ICOR, savaş başladıktan ön­ce ve sonra çıkardığı kararlarla net tavır almıştır.162 Ara­la­rın­da Uk­rayna ve Rusya’nın da olduğu birçok ül­ke­de­ki üye ör­güt­le­ri savaş karşıtı ey­lem­leri destekliyor, em­per­ya­lizm hak­kın­da aktif ay­dın­lat­ma çalış­maları ya­pı­yor ve sos­ya­lizm güç­lerini güç­len­diriyorlar. Nitekim Ulus­lar​ara­sı Ko­or­di­nas­yon Ko­mitesi’nin (ICC) Mayıs 2022’­de­ki ola­ğan​üstü top­lan­tı­sın­da yapılan açıklama­sı­nın baş­lığı şöy­le­dir:

“Üçüncü bir dünya savaşını sosyalizm güçlerini güç­len­di­re­rek önleyelim.”

Ancak ICOR’un ve birleşik cephe güçlerinin birliğinin sağ­lanması için de mücadele etmek gerekir. Bu birlik, kü­çük-bur­juva sos­yal-şovenist düşünce tarzının et­ki­siy­le ve­ya üçün­cü bir dün­ya savaşı hazırlıklarının “Av­ru­pa ile sınırlı bir şeydir” diye küçümsenmesiyle ba­şa çık­ma­lı.

ICOR’u bekleyen belirleyici ve hayati sınav, dünya ça­pın­da­ki iş​bir­liğinde proleter en­ter­nas­yo­na­liz­mi or­tak pra­tik ey­lem­lerle ger­çek­leştirerek yeni bir ni­te­li­ğe ka­vuşturup ka­vuş­tu­ra­ma­yacağı olacaktır. Bu, ICOR ör­­­nün güç­len­di­ril­mesinin ya­nı sıra, giderek da­ha faz­la ül­ke­de dev­rim­ci par­tilerin in­şa edilip kay­da de­ğer öl­çü­de güç­len­di­ril­me­si ile bir­likte pra­tik işbir­liği ve ko­or­di­nas­yo­nun ilerletil­me­sini de içer­mek­te­dir.

Bu durumda tüm devrimci marksist-leninistler için, Le­nin’in de dediği gibi sadece ileriye giden yol vardır:

Proletaryanın devrimci sınıf mü­ca­de­le­siyle bir bağlantı ku­rul­madığı barış mücadelesi, aşırı duy­gusallığa kapılan ve­ya halkı yanıltan burjuvaların pasifist boş laflarından baş­ka bir şey değildir. … Dolayısıyla biz kitlelere em­per­ya­liz­mi yık­makta yardımcı olmalıyız. Emperyalizm ber­ta­raf ol­mazsa il­hak­sız bir barış imkansızdır. Elbette em­per­ya­liz­min­kılma için gereken mücadele zordur ama, kit­leler bu zor ama gerekli mücadele hakkındaki gerçeği ta­­ma­lı. Kit­le­ler, barışın emperyalizmi bertaraf etmeden sağ­la­na­bi­le­ce­ği umu­duyla uyutulmamalıdır.”163



Broşürün konusuna ilişkin başka kitaplar



Stefan Engel, Küreselleşme Tanrılarının Günbatımı

Bu kitap, uluslararası üretimin 1990’li yıllarda başlayan kapitalistçe ye­ni­den örgüt­len­me­sini ve bu yeniden örgütlenmesinin emperyalist dünya sis­te­mi üzerinde­ki ekono­mik, sisyasi ve askeri etkilerini inceliyor.

Ek: Stefan Engel, Burjuva ekonomi-politiğinin iflası
Marksist-leninist kriz teorisine bazı katkılar

Ekte, 2008’de patlak veren ve 2014 yılına kadar süren dünya ekonomik ve ma­li krizi marksist-leninist görüş açısından inceleniyor.
(Almanca baskı: 2009, 52 s. (ISBN 978-3-88021-373-9)

Türkçe baskı: 2011, 640 s. (ISBN 978-975-7919-56-8)

Almanca baskı: 2003, 592 s. (ISBN 978-3-88021-340-2)

Stefan Engel, Uluslararası Sosyalist Devrimin Şafağı

Emperyalist dünya sisteminin uluslararası üretiminin yeniden örgütlenmesi, dev­rim­ci­le­ri ve marksist-leninistleri yeni zor görevlerle karşı karşıya ge­ti­rip, yeni gelişmeden sos­ya­lizm mücadelesi için önemli sonuçlar çı­kar­mayı ge­rektirmektedir.

Türkçe baskı: 2017, 621 s. (ISBN 978-605-66680-6-4)

Almanca baskı: 2011, 620 s. (ISBN 978-3-88021-380-7)

Stefan Engel
Yeni-Emperyalist Ülkelerin Ortaya Çıkışı Üzerine

Bu broşür, Uluslararası Sosyalist Devrimin Şafağı kitabında ilk kez, bir di­zi yeni em­peryalist ülkelerin ortaya çıktığı tezinin bilimsel kanıtını su­nu­yor.

Türkçe baskılar: 2017, 79 s. (ISBN 978-3-88021-479-8)

2019, 75 s. (ISBN 978-975-8674-77-0)

Almanca baskı: 2017, 81 s. (ISBN 978-3-88021-462-0)

Stefan Engel

Katastrophenalarm! Was tun gegen die mutwillige
Zerstörung der Einheit von Mensch und Natur?

Bu kitap çevre krizini, onun tüm insan yaşamını tehdit eden çevre fe­la­ke­ti­ne geçişini ve mutlak egemenliğe sahip uluslararası süper-tekellerin bu ge­liş­meden nasıl sorumlu olduğunu tahlil ediyor.

İngilizce baskı: XXX, 316 s. (ISBN 978-3-88021-403-3)

Almanca baskı: 2014, 336 s. (ISBN 978-3-88021-405-7)

1Baerbock wirft Putin menschenverachtende Wahnvorstellungen und eis­kalte Lügen vor, rnd.de 24.2.2022

2Regierungserklärung von Bundeskanzler Olaf Scholz am 27. Fe­bru­ar 2022, bundesregierung.de

3Die Rede von Wladimir Putin im Wortlaut, zeit.de 24.2.2022

4Willi Dickhut, Krieg und Frieden und die sozialistische Revolution, Stutt­gart, 1983, s.8 ‒ a.b.ç., y.k.

5Cari von Clausewitz, Savaş Üzerine, Eriş Yayınları, s.30

6Lenin, Emperyalizm Kapitalizmin En Yüksek Aşaması, Eriş Ya­yın­la­rı, s.​10

7Stefan Engel’in 2003 yılında çikarılan “Küreselleşme” Tanrılarının Gün­ba­tımı başlıklı kitabı uluslararası üretimin yeniden ör­güt­len­me­si üze­ri­ne kap­samlı bir analiz sunuyor.

8Aralarında BRICS ülkeleri Brezilya, Rusya, Hindistan, Çin ve Gü­ney Af­rika, MIST ülkeleri Mexika, Endonezya, Güney Kore ve Türkiye bu­lu­nuyor. Ayrıca Arjantin, Suudi-Arabistan, Katar, Birleşik Arap Emir­lik­leri ve İran da bu tür devletlerin arasında yer almaktadır.

9Gesellschaft zur Förderung wissenschaftlicher Studien zur Ar­bei­ter­be­wegung (GSA) e.V. tarafından, Dünya Bankası ve ILO’nun 2019 yı­lın­da sunduğu verilere dayanılarak yapılan he­saplamalar

10Aynı anda birden fazla güç dengesi içinde bulunarak

11Alıntı Malte Lehming, Ohne die Ukraine ist Russland keine GroB­macht, ta­gesspiegel.de 22.2.2022’den alınmıştır

12Access2Markets, EU-Ukraine Deep and Comprehensive Free Trade Area, trade.ec.europa.eu

13Maria Illner, Russland in Afrika: Wie der Kreml antiwestliche Stim­mung an­heizt, web.de 16.4.2022

14Matthew Kroenig, foreignpolicy.com

15Joe Biden’in 26.3.2022 tarihinde Varşova’da yaptığı konuşma, usem​bassy.gov 28.3.2022

16Vice Foreign Minister Le Yucheng Attends and Addresses the Fourth In­ternational Forum on Security and Strategy, fmprc.gov.cn 19.3.​2022 ‒ kendi çevirimiz

17Phoenix vor Ort, ardmediathek.de 24.5.2022

18Bürokratik kapitalizme dönüşüp yozlaşmış eski Sovyetler Birliği’nin iş­let­me, devlet ve parti yönetimi mensupları. SSCB dağıldıktan son­ra pi­ya­saya ha­kim olan kamu iktisadi teşebbüsleri ken­dilerine mal et­ti­ler.

19Frankfurter Rundschau, 25.4.2022

20Wolodymyr Selenskyj fordert Rückgabe der Krim, zeit.de 23.8.2021

21Ukraine gehört zur europâischen Familie, tagesschau.de 8.4.2022

22demokratiematrix.de 20.5.2022

23Thomas Gerlach, Reichster Oligarch der Ukraine: Der Strip­pen­zie­her, taz.de 23.3.2022

24Andreas Ernst, Welche Rolle spielen die ukrainischen Oligarchen im Ab­wehr­kampf gegen Russland?, nzz.ch 2.5.2022

25A.g.y.

26Kosova eskiden Yugoslavya’nın özerk bölgelerinden biriydi. Par­la­men­to­su 2008 bağımsızlığını ilan etti.

27“Partnerschaft für den Frieden: Rahmendokument”, 10.1.1994, NA­TO, Si­cherheit durch Partnerschaft, 2005, s.5

28Martin A. Smith, Partnerschaft. Kalter Krieg oder Kalter Frieden?, Aus Politik und Zeitgeschichte dergisi, bgb.de 1.4.2009

29Stefan Engel, “Küreselleşme” Tanrılarının Günbatımı, Essen, 2011, s.​501

30Lenin, “Avrupa Birleşik Devletleri Sloganı Üzerine”, Marx-Engels-Mark­sizm, Sol Yayınları, 1990, s.239.

31ifw-kiel.de 10.5.2022

32NATO’ya üye 30 ülkenin dışında toplantıya katılan devletler şun­lar­dır: İsveç, Finlandiya, Avusturya, İrlanda, Kıbrıs, Malta, İsrail, Ka­tar, Ken­ya, Tunus, Avustralya, Japonya, Güney Kore ve Ukrayna.

33Mehr Fortschritt wagen. Bündnis für Freiheit, Gerechtigkeit urıd Nach­hal­tigkeit“, Koalitionsvertrag 2021-2025 zwischen SPD, Bünd­nis90/Die Grü­nen und FDP, s.145/146

34Blinken und Austin in Kiew, tagesschau.de 25.4.2022

35Deutscher Bundestag, Drucksache 20/1550 20/1550

36rnd.de 26.4.2022

37Internationale Politik 5/2000, S. 82, Alıntı Stefan Engel, “Küresel­leş­me” Tan­rılarının Günbatımı kitabından alınmıştır, Essen, 2011, s.​523.

38Rechtsfragen der militärischen Unterstützung der Ukraine durch NA­TO-Staaten zwischen Neutralität und Konflıktteilnahme, Wis­sen­schaft­liche Dienste, Deutscher Bundestag, 16.3.2022

39swr.de 11.5.2022

40Willi Dickhut, Strategie und Taktik im Klassenkampf, I. Teil, RE​VO​LU​TIO​NÂRER WEG 20, Stuttgart, 1981, s.52

41Devrimci Parti ve Örgütlerin Uluslararası Koordinasyonu

42MLP’li bir yoldaşın MLPD’ye 12.03.2022 tarihinde yazdığı bir mek­tup ‒ kendi çevirimiz

43Rus parlamentosu

44RKRP’nin 24.02.2022 tarihli açıklamasından, rkrp-rpk.ru ‒ kendi çe­vi­ri­miz

45Wer beherrscht die EU?, unsere-zeit.de 14.4.2017

46Patrick Köbele, Frieden geht nur mit Russland und China, unsere-zeit.​de 13.4.2022

47Vladimir İlyiç Lenin (1870 d. -1924 ö) dâhi marksist teorisyendi; 1917 pro­leter Ekim Devrimi’ne ve Sovyetler Birliği’ndeki sos­ya­liz­min in­şa­sı­na önderlik etti.

48Josef Stalin Lenin’in yakın mücadele arkadaşlarından biri, 1922’den 05.03.​1953 tarihindeki ölümüne kadar SBKP (Bolşevik)’in Genel Sek­re­te­ri ve uluslararası marksist-leninist, devrimci ve işçi hareketinin ta­nın­mış önderiydi.

49Wladimir Putin, Rede an die Nation vom 21.2.2022, zeitschrift-ost​europa.de

50Mathias Brüggmann, İst Putin der zweite Stalin?, handelsblatt.com 23.3.​2022

51Die Befreiung der Ukraine, Burt Lancaster’in katılımıyla üretilen, Der un­ver­gessene Krieg başlıklı Amerikan belgesel dizisinin 13. bö­lü­mü

52Grzegorz Rossolinski-Liebe, Als Volksheld verehrt, als Schurke ge­schmäht, spiegel.de 26.4.2022

53deutschlandfunkkultur.de 13.4.2022

54Krieg gegen alles, was Demokratie ausmacht, tagesschau.de 29.4.​2022

55Florian Schillat, Warum die Ukraine der EU nicht rasch beitreten wird, stern.de 1.3.2022

56A.g.y.

57Ein Leben unterhalb der Armutsgrenze, humedica.org 27.4.2021

58de.statista.com 24.5.2022

59Russische Grâueltaten und Streikverbot durch die ukrainische Re­gie­rung, rf-news.de 13.4.2022

60Daha önce mülteci krizi ve korona pandemisi gerekçesiyle ola­ğan​üs­tü hal ilan edil­miş­ti.

61Orn regiert in Ungarn weiter per Notstand, tagesschau.de 25.5.​2022

62proasyl.de 1.4.2020

63tagesschau.de 25.5.2022

64deutschlandfunk.de 27.3.2020

65NATO’ya üye olan herhangi bir ülkesinin silahlı saldırıya uğraması du­ru­mun­da NATO Ant­laşmasının 5’inci maddesine göre diğer NATO ül­ke­le­ri, il­gi­li ülkenin imdadına askerle yetişmekle yü­küm­lüdür.

66“Notverordnung über Sicherheitsmaßnahmen“; alıntı, Willi Dickhut, Der staatsmonopolistische Kapitalismus in der BRD, Bölüm II, Stutt­gart, 1979, s.253’ten alınmıştır.

67Marie Illner, CDU-Chef Merz bei “Maybrit Illner”: Harsche Kritik von der Op­po­si­tions­bank, web.de 8.4.2022

68Arne Perras, Wie Indien eine Isolation Putins erschwert, sueddeut​sche.de 17.3.2022

69fr.de 10.5.2022

70rnd.de 25.4.2022

71handelsblatt.com 12.3.2022

72Maja Brankovic, Marcus Theurer, BASF-Chef im Interview: “Wollen wir se­henden Auges unsere gesamte Volkswirtschaft zerstören?”, faz.net 4.4.2022

73Jan Dams, Philipp Vetter, Es gibt wenig Sinn, sich selbst schârfer zu be­stra­fen als den Aggressor, welt.de 7.3.2022

74Bulletin der Bundesregierung Nr. 37-1, 23.3.2022

75Yeşiller partisi, Hür Demokrat Partisi FDP ve Almanya Sosyal De­mok­rat Partisi SPD tarafından oluşan üçlü koalisyon, çev.

76Habeck: “Haben hart für Ölembargo gearbeitet”, zdf.de 2.5.22

77Suitbert Cechura, Inflation, Krieg, Spekulation, heise.de 8.4.2022

78Anton Riedl, Diese Ölspekulationen bieten bis zu 50 Prozent Ge­winn­chan­ce, wiwo. de 18.5.2022

79n-tv.de 28.5.2022

80Almanya’nm bazı önemli uluslararası tekellerinin 2018 yılındaki sa­tış­la­rının / üretiminin yurt dışı oranları şöyle (yüzde olarak): BASF 88,9/​71,6 ‒ Sie­mens 86,4 /79,2 ‒ VW 88,7 / 79,1 ‒ ThyssenKrupp 70,8 (dış sa­tış­lar)

81dpa, Nato-Generalsekretär: Freiheit ist wichtiger als Freihandel, zeit.de 24.5.2022

82Baerbock ruft zum Kampf gegen Hunger auf, n-tv.de 14.4.2022

83“Küreselleşme” Tanrılarının Günbatımı, s.571

84Coral Davenport, As Gas Prices Soar, Bidens Climate Ambitions Sput­ter, nytimes.com 1.4.2022

85Dr. Hans Christoph Atzpodien, Sicherheit als “Mutter” aller Nach­hal­tig­keit ‒ Zur aktuellen “Systemrelevanz” von innerer und äußerer Si­cher­heit, Behörden Spiegel Newsletter Ver­tei­di­gung. Streitkräfte. Wehr­technik, 1.10.2020

86Habeck prâsentiert sein “Osterpaket”, tagesschau.de 6.4.2022

87Şovenizm aşırı milliyetçilik anlamına gelirken sosyal-şovenizm ise şo­venizmi demagojik bir şekilde sahte sosyal veya sahte ekolojik bir görünüşle gü­zel­leş­tir­meye ve meşrulaştırmaya çalışıyor.

88manager-magazin.de 8.3.2022

89Michael Barbaro, Biden’s Climate Shift, nytimes.com 12.4.2022 ‒ kendi çe­virimiz

90U.S. Energy Information Administration, Şubat 2021

91statista.com 21.2.2022

92unfccc.int 29.4.2022

93epa.gov Nisan 2021

94Scholz, Habeck und Lindner sprechen nach Klausurtagung, focus.de 4.5.2022

95sueddeutsche.de 4.3.2022

96Julian Olk, Klaus Stratmann, Bundesregierung akzeptiert Erdgas für den Übergang, handelsblatt.com 21.1.2022

97tagesspiegel.de 2.2.2022

98BDI, Zeitenwende ‒ Ausstieg aus russischer Energie, bdi.eu 6.4.2022

99spektrum.de 4.3.2022

100Discours du Président de la République au Creusot sur l’Avenir du Nu­cléaire”, 8.12.20 ‒ kendi çevirimiz

101thebulletin.org 27.4.2022

102armscontrol.org Nisan 2022

103asiatimes.com 14.11.2021

104army.mil14.3.2022

105Hannah Lüdert, Christoph von Lieven, Was bewirkt eine Atom­bom­be?, green­peace.de 31.3.2022

106A.g.y.

107Nina Tannenwald, Limited’ Tactical Nuclear Weapons Would Be Ca­ta­stro­phic, Scientific American, 10.3.2022 ‒ kendi çevirimiz

108futurezoııe.at 11.2.2022

109handelsblatt.com 29.7.2020

110Global top 15 wind türbine OEMs: market share 2020, Wood Mac­ken­zie, 29.4.2022 ‒ kendi hesaplarımız

111zeit.de 8.8.2021

112P. Griffin, The Carbon Majors Database, CDP Carbon Majors Reports 2017

113IAE, Coal, Analysis and forecast to 2024, s.12/35

114ourworldindata.org 10.6.2022

115A.g.y.

116ourworldindata.org 24.3.2022

117tagesschau.de 6.5.2022

118welthungerhilfe.de 17.5.2022

119tagesschau.de 8.4.2022

120freitag.de 1.4.2022

121sipri.org 25.4.2022

122earth.org 12.11.2021

123businessinsider.de 25.2.2022

124vice.com 24.2.2022

125Stefan Engel, Die Krise der bürgerlichen Ideologie und des Op­por­tu­nis­mus, Essen, 2022, s.242

126Joe Biden, Rede auf der Münchner Sicherheitskonferenz, de.usembas​sy.gov 19.2.2021

127Vladimir Putin, Rus ile Ukraynalıların tarihsel birliği üzerine, kremlin.​ru 12.7.2021 ‒ kendi çevirimiz

128Lenin, RSDİP Yurtdışı Seksiyonları Konferansı, Seçme Eserler, 5. cilt, s.142 ‒ çev. S.N.Kaya

129de-academic.com 30.4.2022

130derstandard.de 3.3.2022

13116.12.1997 tarihli Deutsche-Welle-Gesetz, BGBl. I, s.3094

132BÜNDNIS 90/DIE GRÜNEN, Bundestagswahlprogramm 2021, s.244

133Grünen-Mann Hofreiter fordert neue Ukraine-Politik, focus.de 6.4.​2022

134Biografie Anton Hofreiter, was-war-wann.de 28.4.2022

135Offener Brief an die Grünen, gruene-linke.de 4.3.2022

136Alıntı Dieter Ilius, “Wir sind im Krieg … Jetzt heiBt es, militârisch zu han­deln“, rf-news.de 5.3.2022’den alınmıştır.

137Thüringens Ministerprâsident Ramelow übt vehemente Kritik an der eige­nen Partei, rnd.de 18.5.2022

138= Kommunistische Partei Deutschlands [Almanya Komünist Partisi], 1918-1956 yılları arasında Almanya işçi sınıfının devrimci partisiydi, çev.

139deutschlandfunk.de 14.1.2019

140Markus Decker, Melnyk kritisiert Scholz, rnd.de 20.5.2022

141Alıntı Florian Hassel, Ultrarechte Verteidiger von Mariupol, sueddeut​sche.de 1.4.2022’den almmıştır.

142A.g.y. ve mdr.de 19.11.2019

143presseportal.zdf.de 11.3.2022

144rnd.de 3.5.2022

145Die Stellung zur Frage der Landesverteidigung, Lenin, Eserler, 23. cilt, s.161

146uzlaşmaz çelişki

147rnd.de 24.3.2022

148Der Zusammenbruch der II. Internationale, Lenin, Eserler, 21. cilt, s.​206

149Cari von Clausewıtz, Savaş Üzerine, Eriş Yayınları 2003, s.16

150rf-news.de 23.5.22

151Başkan Çugayev uluslararası durumun detaylı bir analizini yaptı, kom​ros. info 30.3.2022 ‒ kendi çevirimiz

152Wladimir Putin, Rede an die Nation vom 21.2.2022, zeitschrift-ost​europa.de

153Sozialistische Deutsche Arbeiterjugend [“Alman Sosyalist İşçi Genç­li­ği”], Alman Komünist Partisi’ne DKP bağlı olan gençlik örgütü, çev.

154Andrea Hornung, Wir wollen Frieden! Nein zur Aufrüstung!, unsere-zeit.de 23.3.2022

155A.g.y.

156Oskar Lafontaine, Warum ich aus der Partei Die Linke ausgetreten bin, oskar-lafontaine.de 17.3.2022

157Marksist-Leninist Partinin Programı, Essen, Ekim 2017, s.146.

158Politisches Referat des Zentralkomitees der MLPD, 1984, s.34

159Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü ülkeleri Rus­ya, Beyaz Rus­ya, Ka­za­kistan, Kırgı­zistan, Ermenistan ve Tacikistan’dır. 2022 başında Ka­za­kistan’da bir işçi ayaklanmasını karşı-dev­rim­ci bir harekatla yüz­ler­ce insanı katlederek bastırmıştı.

160Halkların Uluslararası Mücadele Birliği

161icor.info 30.12.2019

162Active resistance against psychological warfare, the imperialist war preparation and threats in the Ukraine-Russia conflict!, 14 February 2022; ICOR flies Lenin’s flag ‒ for the right of self-determination of nations!, 4 March 2022, www.icor.info

163An die Internationale Sozialistische Kommission (ISK), Lenin, Eser­ler, 21. cilt, s.379/380